Molin Rouge

A -
A +

Bir başyapıt. Nicole Kidman benim en beğendiğim aktrislerden birisi değildir. Daha doğrusu güzelliği konusunda eleştirim olmamasına rağmen oyunculuğunu ciddiye aldığım söylenemez. Söylenemezdi. Bu filmde gördüm ki Kidman iyi bir oyuncu. Ama filmi sadece onun ismiyle değerlendirmek hata hatta haksızlık olur. Film, son yıllarda Gladyatör'den sonra izlediğim en başarılı çalışma. Koltuğunuza mıhlanıyorsunuz. Dışarıda dünyanın döndüğünü unutuyorsunuz. Sizin için 1900'lerin Paris'inden, Molin Rouge müzikholünden ve orada yaşanan imkansız aşktan başka hiçbir gerçek kalmıyor. Çeşitli isimlere ait çok sevilen şarkıların kolajlandığı bir müzikalde aşkı hatırlamak zorunda kalıyorsunuz. Gösteri dünyasının acımasızlığını, paranın gücünü ama hepsinin ötesinde aşkın yan etkilerini görüyorsunuz. Postmodern sinematografinin inanılmaz bir örneği. Abarttığımı düşünmeyin sakın. Az bile söylüyorum. Bilgisayar teknolojisinin üst seviyede kullanıldığı, dekor ve kostümlerin parladığı, çok para harcanmış bir film Molin Rouge. Paris'e gittiğinizde hâlâ görebileceğiniz bir mekan orası. Belki gitmişsinizdir. Romantik ve etkileyici aşkın başkentinden bir klasik Kırmızı Değirmen. Molin Rouge'u Türkçe'ye çevirdiğinizde ortaya bu isim çıkıyor. Kırmızı Değirmen. Bu sayede Fransızca'nın dilimiz üzerindeki etkisini bir kez daha görmüş oluyoruz. Bizim hâlâ kullanmakta olduğumuz pek çok kelime Fransızca kökenli. Mesela dudak boyasına ruj deyişimiz bundan. Zamanında kırmızıya boyanmış dudakları ifade etmek için ödünç alınmış olan kelime, hâlâ ruj olarak kullanılıyor. Dikkat ettiyseniz filmi yapanlarla ilgili teknik bilgilere başvurmadım. Çünkü film, bütün isimlerin önüne geçmiş vaziyette. İzlerken böyle konulara takılmak aklınızın ucundan bile geçmiyor. Sadece beyazperdeye bakıyorsunuz. Kendi özel tarihinizi inceliyorsunuz bilinçaltınızda. Seçim yapmak zorunda kalmışlığın sızlayan acısını hafifçe duyuyorsunuz teninizde. Mutlaka gidip görmenizi tavsiye ederim. Paris'i görmediyseniz bile, hiç aşık olmadıysanız bile, müziği sevmeseniz bile filmi görün. Bakarsınız sinema salonundan çıktıktan sonra fikriniz değişivermiş. Bizler artık aşka inanmayı arkada bırakma safhasına gelmiş insanlarız. Tabii bu cümleyi ben ve benzerlerim için yazıyorum. Yaşanmış onca sıkıntıdan sonra bir çift göz gördük diye yüreğimiz çırpınmayı bırakalı çok uzun zaman oldu. Ama filmi izledikten sonra bunun için ilk defa pişman oldum. Artık kimsenin canımı bu yüzden yakamayacağını bilmek ilk defa üzdü beni. Dedim ya, mutlaka gidin Molin Rouge'a.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.