Reşat Ekrem Koçu

A -
A +

Reşat Ekrem Koçu ismini bilirsiniz. Meşhur tarihçi ve yazar. Zevkle okuduğum, kendisiyle gurur duyduğum bir insan. Zevkle okumak neyse de gurur duymak neyin nesi diye soracaklara cevabım hazır. Koçu, benim anneannemin dayısı. Yani akrabam. Hiç tanışmadığım ama benzer kanı taşıdığımı bilmekten hoşlandığım bir isim. Malum, Doğan Kitap, Koçu'nun eserlerini yeniden yayınlıyor. Yazarın hayat hikayesine baktığınızda 1905'te doğduğunu, Darülfunun Tarih Bölümünü bitirdiğini, çeşitli liselerde tarih öğretmenliği yaptığını görüyorsunuz. Bugün hâlâ dökümü yapılmamış yüzlerce kitap yazdığı ise sır değil. 1975'te vefat eden Koçu, Osmanlı tarihini ve o zamanlarki günlük yaşayışı akıcı bir dille yazdığı için tarihi geniş kitlelere sevdirdi. En büyük fakat ne yazık ki tamamlanmamış eseri ise İstanbul Ansiklopedisi. Maddi sıkıntılar yüzünden bitiremediği ansiklopedi şu yarım haliyle bile büyük bir kültür mirası. Bizde bir tane vardı, hatırlıyorum. Anneannem, geçmişten söz etmeye başladığında hemen onu çıkartır, anlattıklarını kanıtlamak istercesine gösterirdi. Köçeoğlu Ailesinin küçük kızı olduğu yıllara gider, dinleyenleri de götürürdü. Şimdi Süreyya Lokantası'nın bulunduğu arazide olan otuzaltı odalı yalıyı, orada çalışanları, sabahları kalkar kalkmaz nasıl Boğaz'ın serin sularında yüzdüğünü anlatırdı. Sonra mavi yeşil gözleri buğulanır, yalının yandığı geceyi hatırlardı. Yangından kurtarılan bazı kapılar ve tavan süslemeleri şu anda hâlâ Topkapı Müzesinde sergileniyor. İnsana kıymet verilen, tüm duyguların tam yaşanabildiği, bazı acıların çekildiği bir dönemin canlı şahidiydi. Çok zengin bir ailenin çöküşü ve eskisi kadar zengin olmayan yeni hayata alışılması süreci elbette Osmanlı izi taşıyan bütün ailelerin başına gelmiş bir sıkıntı. Bizimkilerin de kelimenin tam anlamıyla tattıkları yabancılaşma ve alışma derin izler bırakmıştı. İşte Reşat Ekrem Koçu, bu ailenin anne kanadından gelen kıymetli bir isim. Tarihi bilen, seven ve kısmen yaşamış bir uzman. Doğan Kitapçılık'tan şimdiye kadar çıkan kitapları; Dağ Padişahları, Erkek Kızlar, Forsa Halil, Kabakçı Mustafa, Patrona Halil, Esircibaşı, Kösem Sultan ve Fatih Sultan Mehmed. Keyifle okuyacağınız, okurken bugünü unutacağınız romanlar. Tarih romanlardan öğrenilmez fikrini savunanlara katılmıyorum. Öğrencilik yıllarında birçok kişinin kâbusu haline gelen tarih, bu şekilde anlatıldığında daha etkili oluyor. Ve insanlar etkilendikleri konuları öğrenirler, unutmazlar. Ezberletilen bilgiler ise yerine yenisi geldiğinde bir daha hatırlanmamak üzere unutulur. Dolayısı ile tarafsız gözle ve gerçek bilgiyle yazılmış tarihi romanların, insanlara kendi geçmişlerini öğretmek gibi bir faydaları vardır. Rahmetli Reşat beyin kitaplarını tavsiye ederim

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.