Sevgili dünya, Bazen üzerinde bulunan her şeyin bir anda durmasını, susmasını istiyorum. Bazen sesler çok fazla geliyor bana. Bazen hareketler çok fazla geliyor. Şartlandırılmışlıklarımız var bizim. Beynimize kazınmış bir kere. Zengin olursak daha mutlu olacağız, başarılı olursak daha mutlu olacağız sanıyoruz. Sanıyoruz da, mutlu olmanın ne demek olduğunu bile bilmiyoruz. Aile tabloları işlenmiş bilinçaltımıza. Baba para kazanır, disiplini sağlar, ailesini korur ve kollar bilmişiz. Ama bizim babamızın bu resimle uzaktan yakından ilgisi olmamış hiç. Şaşırmışız önce. Sonra bu anormalliği kendimizden bilmiş, üzülmüşüz. Sonra başka babalıkla ilgisi olmayan babaların da soluk alıp verdiklerini görünce afallamış, ne yapacağımızı bir kez daha bilememişiz. Anneler anlatılmış hep. Yemek yapan, ateşli çocuğunun başında sabahlayan, fedakar, cefakar, çileli. Allah, Allah. Bir yerde bir terslik var ama nerede? Ya, işte böyle sevgili dünya. Senin üzerinde milyonlarca yıldır, milyarlarca insan yaşadı. Birbirine benzemeyen, birbirini sevmeyen, birbirinden korkan, savaşan, acı veren sayısız insan... Bunlar farklı şeylere inandılar, farklı etkilerden korktular. Toplumlar oluşturdular sonra kendilerini de sevmeyip kendi toplumlarını bozdular. Arayıp durdular hep. Hâlâ da arıyorlar. İngiltere'nin Ana Kraliçesi bir katafalkın üzerine yerleştirilmiş tabutun içinde uzanmış yatıyor. Tabutun üzerinde paha biçilemeyen Kraliyet tacı duruyor. Kraliçe'ye artık faydası dokunamayacak ama yine de şık doğrusu. Halk, kilometrelerce kuyruk oluşturmuş Kraliçe'yi uğurluyor. Ciddi insanlar doğrusu. Biz, İbrahim Tatlıses'le meşgulüz sevgili dünya. Dünya umurumuzda değil. Kendi zavallılıklarımızı evrensel sanıp küçücük dünyamıza kapanmış ömür tüketiyoruz. Sahte yıldızlar üretip onların olmayan ışığıyla aydınlanmaya çalışıyor, aydınlanamayınca şaşırıp hayal kırıklığına uğruyoruz. Hayatımızdan memnun değiliz. Bunu itiraf edecek gücümüzde yok. Onun için para peşinde koşup türlü maskaralıklar yapıyoruz. İş atmaya gelince sanırsın ki hepimiz mükemmeliz. Bunların hepsi yalan, sakın inanma. Bizler sıradan korkuları olan sıradan insanlarız ve senin üzerinde kapladığımız hacmi hak edip etmediğimizi bilmiyoruz. Biz İbrahim Tatlıses'i biliyoruz, yeni şarkı ve türküleri biliyoruz, yan komşunun kocasıyla arası nasıl onu biliyoruz. Ama kendimizi bilmiyoruz. Geçmişimizi, geleceğimizi bilmiyoruz. Doğruları yanlışlardan ayıramıyor, gerçeklerle yüzleşemiyoruz. İşte bu yüzden sevgili dünya, başım ağrıyor. Sıkılıyorum ve herkes sussun, her şey dursun istiyorum. Kısa bir an için. Buna ihtiyacım var. Mümkün mü acaba?