Sokrates'ten Eray'a

A -
A +

Biri Bizi Gözetliyor isimli program ilk başladığında aşağı yukarı bütün köşe yazarları konuyla ilgili birkaç yazı yazmışlardı. Ben de onlardan birisiydim. Bakış açım olumlu değildi, hâlâ da değil. Fakat doğrusu zaman geçtikçe her şeye alıştığımız gibi bu fikre de alıştık. Evde kim ne yapıyor diye arada sırada göz atar olduk. Hatta takım tutarcasına ev sakini tutmaya bile başladık. Gerçi içimizdeki röntgenci eğilimin bu kadar net ortaya çıkması utandırıcı bir yüzleşmeydi ya, madem bu da insana ait bir zayıflık hiç değilse bilelim ayıbımızı deyip oturduk aşağıya. İlk dönem bitip ikinci dönem başladığında ben ilgimi tamamen kaybettim. İkinci dönemde yer alan yarışmacılar daha kavgacı göründü gözüme. Hatta kedileri bile daha sevimsizdi. Fakat Edi giderek sivrilmeye başladığında bu sefer gözetlemek için değil, insanların baskı altında verdikleri tepkileri incelemek için tekrar seyretmeye başladım. Aslında bu tip yarışmaların, katılanlar açısından son derecede sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Yüz gün boyunca tanımadığınız kişilerle komün hayatı yaşamak, bütün sevdiklerinizden ve özel zevklerinizden ayrı kalmak hiç hoş değil. Hatta süslemesiz söylersem, bu bir işkence! Zaten katılanlar belli bir süre sonra normallikten çıkmaya başlıyorlar. Show TV ise yarışmanın telif hakkına ödediği ücreti fazlasıyla amorti ediyor. Gün içinde uzun uzun yayınlıyorlar evi ve içindekileri. Hatta yarışma bittikten sonra da vazgeçmeyip yarışmanın yarışmasını yapıyorlar ki ekran boş kalmasın. Son Orada Neler Oluyor örneğindeki gibi. Bunca zamandır gözetlediğim karakterlerden iki tanesi özellikle ilgimi çekiyor. Birisi ilk günden itibaren zeki bulduğum Eray, diğeri ise köşeli bir yapıya sahip Edi. Eray'a filozof diyorlar. Bu hitap biçimi bende iki ayrı soru işareti oluşturuyor. Birincisi, düşündüğünü belli eden insanlara karşı diğerlerinin tepkileri ki hiç olumlu değil anladığım kadarıyla, diğeri ise genele uymayan herkesin yalnız bırakılmaya çalışılması. Eray filozof mudur bilemem. Ama felsefe çok derin ve zor bir daldır. Binlerce yıldır felsefenin bilim dalı mı yoksa sanat mı olduğuna karar bile verilemedi. Sokrates'ten Platon'a, Aristoteles'ten Descartes'e, Kant'tan Hegel'e kadar ünlü filozofları şöyle bir gözden geçirdiğimde Eray'ın durumunu biraz sallantılı buluyorum. Ama Eray'a tepki gösterenlerin aslında düşünme eğiliminden korktukları da aşikar. Düşünen her insana lakaplar takmak, ukala deyip uzaklaştırmak olsa olsa korkudan kaynaklanabilir. Ne yazık ki günümüzde düşünmeden yaşamak ve sorgulamadan tüketmek gibi bir alışkanlık var. Edi ise dürüst. Duygularını maskelemeden ortaya koyuyor ki bu da genelin tüylerini diken diken ediyor. Bu iki genci de seviyorum doğrusu. En azından sıradan olmadıkları için!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.