Şehri griye boyayan fırça, parkımın yine yalnız bana kalmasını sağladı. Yazın yeşiline aşık olanlar çoktan evlerine kapandılar, panjurları indirdiler. Sarıyı, terkedilmişliği, dökülen yaprakları seven benim gibiler ise şimdi daha mutlular. Geçici sevdaların yalanı bize göre değil belki. Gün gelip yazın biteceğini bilmek soğutuyor belki benzerlerimi. Gerçek sevgi havaya suya bakmaz çünkü. Hakikaten sevenler ilkbaharın ılıklığıyla kışın beyazını ayırmazlar. Seveceklerse her ihtimalde severler işte. Termometre düştükçe etraf tenhalaşıyor. Evlere kapanıp eski yerli filmlerde kaybolmak daha kolay gelmeye başladı insanlara. Vahi Öz'ün Neriman Köksal'la didişmesini izlerken Taksim Meydanının o fazla el değmemiş görüntüsüne şahit olmak, zaman denen düşmanın nasıl hiç durmadan çalıştığını ispatlıyor. Çoktan vefat edip aramızdan ayrılmış olan simalar o filmlerde hâlâ gülümsüyorlar yüzümüze. Oturduğumuz yerden iddiaya tutuşuyoruz o ölmüştü, bu daha ölmedi diye. Hayat işte! Parksa dışarıda mağrur. Garip bir dünyada yaşıyoruz ya da bana gün geçtikçe daha garip gelmeye başlıyor. Zor tatmin oluyoruz. Elimizin altında teknoloji harikası sayısız makine olduğu halde işlerimizi yetiştiremiyor, günlere sığamıyoruz. İnternetle dünyayı kucaklayabileceğimizi biliyor ama yan dairedeki komşumuzun hatırını soramıyoruz. Hepimizde bir telaş, bir sıkıntı, bir panik. Kaç yıl süreceğini bilmediğimiz bu ömür serüveninde başarılı olacağız diye birbirimizi yiyoruz. Basit hesaplar, gülünesi çekişmeler ve biz. Bunların toplamına hayat mücadelesi, iş hayatı gibi havalı isimler takmış kendimizi avutuyoruz olsa olsa. Dün bir kitap okudum. Başlamamla bitirmem bir günümü aldı. Hesapta olmayan bir kitaptı. Okunmayı bekleyen kaç tane adayın önüne geçti bir çalımla. Bu çalımın iki sebebi vardı. Bir tanesi yazar. Paulo Coelho. Simyacı'nın, Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım'ın, Veronica Ölmek İstiyor'un yazarı Coelho. İkinci sebep, kitabın ismi. Şeytan Ve Genç Kadın. Raflardan bana bakıp okumam için adeta emir veren bu iki sebep yeterince etkili oldu. Çok sıkışık olan zamana sığdırmamsa hiç güç olmadı. Kitabı elinize almanız yeterli okumaya başlamanız ve bitirmeniz için. Yazar, hep yaptığını yapmış ve o akıcı üslubunu kıskandırırcasına konuşturmuş. Bir masal havasında olan hikaye ise düşündürücü. Nasıl her dakikamızı şeytanla çekişerek geçirdiğimizi anlatıyor. Doğru kalmak için ne çok sebep bulunduğunu hatırlatıyor. Dışarıda park, içimde yarınlara ait korkular ve elimde doğru kalmam için bir işaret. İşte size son durumum.