Bugün Cumartesi... Böyle başlayan mükemmel bir şiir vardır malum. Ama size o şiirden bahsedecek değilim şu anda. Bu gece TGRT'de benim sunduğum yeni bir program başlıyor. Tamek'le Lezzetli Sohbetler. Eğer daha önemli bir işiniz yoksa saat 23:30 civarında ekran karşısında olup izlemenizi rica edeceğim. Yıllardır her gün bu köşenin okurları bana maillerle fakslarla neden artık televizyon programı yapmadığımı soruyorlardı. Bunun öyle çok nedeni var ki. Ve hepsi de öylesine anlamsız, incir çekirdeğini doldurmayacak nedenler ki... Neyse, geçmişe sünger çekip televizyona yeniden merhaba diyecek olmak şu anda beni mutlu ediyor. Ne de olsa asıl işim o. İyi bir seyirci olmasam da iyi bir yayıncı olduğumu düşünüyorum. Bu yeni programda zımba gibi bir ekip çalıştı. Ben evde çocuk bakmakla meşgul olduğum için onlar geceleri sabahlara bağladılar. Çekim aşamasından sonraki zor bölümde benim hiçbir emeğim yok doğrusu. Montaj masasının başında, post productionda ter döken onlardı. Rahmetli Orhan Karmış Hocanın yadigarı Mustafa Karmış ne kadar iyi bir yapımcı hatta süpervizör olduğunu hepimize kanıtladı. Onun asistanı Tolga Tezcanoğlu, kanına televizyonculuk virüsü karışalı uzun yıllar olduğu için deli gibi koşturuyor. Yönetmenimiz Beşir Gürbüz'ü görmelisiniz. Hep gülümseyen, hiç sinirlenmeyen, müthiş bir insan. Zaten bu hoşgörüsü yüzünden neredeyse TGRT binasında yaşıyor diyebiliriz. Evine gittiğine şahit olan yok. Görüntü yönetmeni Cemil Yavuz benim taa Hayırlı Akşamlar'dan beri birlikte çalıştığım arkadaşım. Kamerayı elinden ancak ameliyatla alabilirsiniz. Halkla İlişkilerde Abdullah Gölbaşı var. O ekibe katıldığından beri halkla daha yoğun ilişkiler içindeyiz(!). Şaka bir yana Abdullah da kendisini kaybetmiş biçimde bu iş için çabalıyor. Işıkçı İlhan'dan set organizatörü Naim beye kadar herkes canla başla çalıştı. Ve tabii ortağım var. Yıllardır zor işlere birlikte baş koyduğum, her şeyden önce dostum sevgili Levent Saraç. O, programın her karesinde emek sarf etti. Doktorluğu kadar başarılı bu işlerde de. Yıllardır bu ortaklığa sinir olan herkes ne yazık ki sinir olmaya devam etmek zorunda. Allah nazardan saklasın! Biz, Cumartesi geceleri için alternatif bir program hazırlamak istedik. İçinde magazin olmayan, gündemden uzak, farklı, sakin, gülümseten ve bu arada yayıncılık sorumluluğunu bilen bir format oluşturduk. Belki reyting rekorları kırmayacağız ama seyredenleri mutlu edeceğiz. Ustalarımızdan öğrendiğimiz buydu. Bize emek verenleri utandırmayacak bir ürün var şimdi elimizde. Lütfen seyredin ve bana fikirlerinizi iletin. Unutmayın bu ekibin bir parçası da sizsiniz. Birlikte hep daha başarılı olmak umuduyla...