Denenmişi deneme! Denenmişi deneme! Kafamın içinde bu cümle çınlıyor. Hem de durmaksızın. Hani o insanın içini bulandıran korku filmlerinin bildik efekti gibi. Denenmişi deneme! Hayır, denemeye niyetim olsa neyse. Bütün mesele kuaförümden başladı aslını isterseniz. Yıllarca devam ettiğim hatta her zaman yılın müşterisi seçileceğim gibi anlamsız bir hırsla gittiğim kuaförümle günlerden bir gün yollarımız ayrıldı. Sebep, o gün ters tarafımdan kalkmış olmam ya da kuaförümün duyarsız bir anına denk gelişi gibi incir çekirdeğini doldurmayacak cinsten bir şeydi. Fakat uyum bozulmuştu bir kere. Gitmeyi kestim. Hatta daha da ileri gidip başka bir kuaför salonuna dadandım. Orada yeni dostluklar kurdum, saçımı renkten renge sokturdum. Diğer tarafta ise sızlama sürüyordu. Ayrılığımıza üzülen eski dostum arıyor, gene ona gitmemi istiyordu. Ve ben ne yaptım? Onun sözünü dinledim ve geri döndüm. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışmamıza rağmen hiçbir şey eskisi gibi olmuyordu işte! Renk tutmuyor, kesim oturmuyor, şekil uymuyordu. Ve ben yeni bir tatsızlık çıkmasın diye sesimi çıkartmadan uslu uslu kaderime razı oluyordum. Yani her zamanki gibi. Böyle kötü bir huyum var. Sıkıntı olmasın diye olayların akışı esnasında bana zarar verildiğini görsem bile sessiz kalırım. Kendime dünyayı zindan eder, hıncımı başkalarından çıkartırım. Sonra bir gün hiç olmayacak bir şekilde patlayıveririm. Ondan sonrasını ne siz sorun ne ben söyleyeyim. İşte aynı bu hesap, bir gün boya yapılırken saçım yanıverdi. Kurutulmuş saman sarısı diken diken bir kafayla kendimi sokakta buldum. Suç bendeydi. Denenmişi denemiştim. Bir kere kaybedilmiş frekansı tekrar bulacağım diye zorlamış ama başarılı olamamıştım. Bu kuaför örneğini hayatımın her safhasında denedim şimdiye kadar. Sonuç hep aynı oldu. Bir kere küstüğüm bir arkadaşımla yeniden samimi olmaya kalktım, felaketle bitti. Ayrıldığım iş yerimle yakınlaşmaya gayret ettim, olmadı. Liste uzayabilir. Ben dersimi aldım. Bir şey bir kere bittiyse bir daha denemek anlamsız. İnsanlara ikinci şansı vermek falan gibi boş laflarla olmuyor bu işler. Bir kere bittiyse bitmesi için sebepler vardır elbette. Ve bozulan titreşimi eski haline getirmek mümkün değil. O sebepler her neyse tekrarlanacaktır. O yüzden kafamın içindeki ses susmuyor. Denenmişi deneme!