Tipin biri

A -
A +

Havanın hava durumcuları zor duruma sokmak için çabaladığı şu günlerde insanlar vakitlerini nasıl değerlendireceklerini şaşırıyorlar. Ana haber bültenlerinin kuyruğu konumundaki hava durumunda sunucu kendinden gayet emin bir tavırla ertesi gün havanın bilmem hangi bölgede yağmurlu olacağını söylüyor diyelim. Ertesi gün sözkonusu bölgede güne gözünü açanlar güneşin parladığını, değil yağmur yağmasını, üst kat komşusunun balkon yıkamak suretiyle camları bile ıslatmadığını görüyorlar. Olsun. Güneşin parladığı bu gibi günlerden nefret ederim. Bir şey net olmalı. Soğuksa soğuk, sıcaksa sıcak. Öyle ikisinin arası işleri sevmem. Kalın giyinip buna rağmen bahar gelmişçesine kendimi kandırmaya uğraşmak bana göre değil. Hani soğuk ülkelerden gelme turistler vardır. Hava neredeyse beş derece civarındadır ama onlar sırf güneş parlıyor diye kendilerini Sultanahmet meydanının çimenlerine atarlar güneşleneceğiz diye. Çok gülerim o manzaraya. Züğürt tesellisi işte. Para verip geldiler ya, etinden, sütünden herşeyinden faydalanacaklar illa ki. Solumdan kalktığım satırlarımın ruhundan herhalde anlaşılıyordur. Siz bakmayın benim böyle havadan sudan yazdığıma. Aslında kafamda kırk tane tilki dolaşıyor. Tipin biri telefonuma dadandı. Gece yarısı, sabahın seher vakti falan demeden arıyor. Her defasında telaşla telefona davranıp açıyorum. Bir de arayan beni uyandırdığını anlayıp mahcup olmasın diye sesime uyumuyormuş süsü veriyorum. Eskiden kalma bir alışkanlık işte. En artistik halimle 'efendim' diyorum. O bir şey demiyor. Bu sefer ben de susuyorum. Hatta görmekte olduğum rüyanın parçalanmış vizyonlarının gözümün önünde dans ettiğini fark edip hafif seyre dalıyorum. Sonra elimde telefon olduğunu hatırlayıp kendime geliyor, sesimi sertleştirip tekrar 'efendim' diyorum. O yine susuyor. Demek ki efendim değil! Çok sinir bir şey bu! Karşımdaki konuşup abuk sabuk bir şeyler söylese bile bu kadar çok kızmayacağım. Ama o sessizlik yok mu! Son birkaç gündür hattımın diğer ucunda barınmakta olan şahsın kimliğine takmış olduğum için huysuzum. Bir tarafın bilip diğer tarafın bilmemesi haksızlık! Ve haksızlıktan nefret ederim! O yüzden şu anda Sultanahmet meydanına yayılmış turistler de dahil olmak üzere hiç kimse gözüme şirin görünmüyor. İlk paragrafa gelince... İnsanların vakitlerini değerlendirmeleri hususu doğru. Bir yandan Ramazan ve erken gelen iftarla noktalanan gündüz zamanı, diğer yandan değişikliğe uğrayan mesai saatleri derken günlük programlar farklılaştı. Bundan faydalanıp sinemaya gitmeyi planlayanlara bir tavsiyem var. Sakın zahmet edip Robert De Niro'nun Komplo isimli filmini seçmesinler. Beklenmedik ölçüde durağan, klişe ve sıkıcı. Sinirimden yazmıyorum. Ciddiyim!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.