Underground dinler misiniz? Hani şu hep aynı şarkı çalıyormuş duygusu veren müzik türü... Ben kısa zaman öncesine kadar dinlemezdim doğrusu. Ama sonra bir alıştım ki sormayın. Şu aralar ne dinlesem bana undergroundun verdiği keyfi vermiyor. Tamamen DJ yeteneğine bırakılmış bir tempo. Hep aynı gibi ama aslında öyle değil. Yani tıpkı hayatın kendisi gibi. Yaşarken de gün içinde aşağı yukarı benzer programlar uyguluyoruz ama hiçbir gün diğerinin aynısı olmuyor. Yani tıpkı underground gibi. Beni buna alıştıran arkadaşıma minnettarım doğrusu. Hava bayıltıcı sıcak. Normalde elime bir kitap alır koltuğuma otururum ve sayfaların arasında kaybolurum. Kelimelerin uçuşması serinletir içimi. Fakat bu sefer kitaba gömülemiyorum ne hikmetse. Aklım bir yerde yoğunlaşmayı reddediyor. Fikirlerim daldan dala geçiyor. Konsantrasyonum sıfır. Onun için elimde bir bardak buz gibi su, müzik dinliyorum. Sürekli birbirini takip eden ritmlerin ruhumu uzaklara götürmesine izin veriyorum. Meğer ne güzel bir duyguymuş bu hafif sorumsuzluk. Kimseye zarar vermeyecek kadar dozunda ama yok da değil. Yeter ya, dünyayı ben mi kurtaracağım? Her şeyi ve herkesi ciddiye ala ala geçen yıllarımdan geriye kocaman bir sıfır kaldığına göre tecrübeli bir insan sayılabilirim. Artık biliyorum ki insanları değiştiremezsiniz. Bazı aksiliklerin önüne geçemezsiniz. Kaderi aşamazsınız. Boşuna çırpınmak yerine hayatın tadını çıkartırsanız akıllılık etmiş olursunuz. İnsanların size vefa göstermelerini beklemeyin. Aslında iyisi mi siz insanlardan hiçbir şey beklemeyin. En güzel duygu yoğunlaşmalarının bile geçici olduğunu kabul edin ve sadece o anın kıymetini bilin. Sorunlarınız varsa elinizin tersiyle itin gitsin. Bırakın hesabı biraz da başkaları tutsun. Hiçbir terslik dünyanın sonu değil sonuçta. Biraz büyük düşünün, biraz kendinizi düşünün. Biraz sizi düşünsünler. Milletin yükünü omuzlarınıza alıp altında ezilmek yerine hafifleyin. Bundan sonra uzun bir müddet karamsar hissetmemeye karar verdim. Gördüm ki değmiyor. Emekleriniz boşlukta yitip gidiyor. Öyleyse en güzeli gülüp eğlenmek. Underground dinleyip unutmak, unutmak, unutmak. Oh be! Sorumsuzluk ne büyük bir lüksmüş.