Yarınlar kimin?

A -
A +

Bugün yine canım sıkkın. Kendim için, ülkem için, herkes için. Kavgaydı gürültüydü derken gözden kaçan bir konuya dikkatleri çekmek istiyorum. Hiç hızı kesilmeksizin fakirleşiyoruz. Bir yerden patlak veren sıkıntı zincirin bütün halkalarını tek tek dolaşıyor. Bunun sonucunda korkarım Türkiye'yi hiç de parlak günler beklemiyor. Ülkemizin yakın çevresinde yer alan ülkeleri her gezişimde içim acırdı. O yokluk, pahalılık ve insanların çaresizliği beni etkilerdi. Sadece yabancıların adım atmaya cesaret edebildikleri sözde lüks mekanların kapılarında bekleşen halkı gördüğümde anlam veremezdim hallerine. Şimdi oturmuş yazımı yazarken ilk defa bizim için endişeleniyorum. Acaba bizi de öyle günler mi bekliyor? Dillere pelesenk olmuş şu "banka yolsuzluğu" edebiyatına artık tahammülüm kalmadı. Bankalar kanunu eğer yeterince açık net değilse, bazıları da buradan kâr sağladılarsa bu vatandaşın suçu mu? Bu soruyu göğsümü gere gere soruyorum. Çünkü faturayı vatandaş ödüyor. Bu milleti yıllardır üretmeden tüketmeye alıştıranlar şimdi ortalıkta görünmüyor. Ama sebep oldukları alışkanlık herkesin genetik şifrelerine kadar işlemiş. Bir gün içinde insanlardan bütün ekonomik düzenlerini değiştirmelerini bekleyemezsiniz. Değiştiremezler. Peki ne olur? Eskisi kadar para kazanamadıkları halde en az eskisi kadar harcadıkları için açık verirler. Bu açığı kredi kartlarından nakit çekerek kapatmayı denerler. Kısa bir müddet için sıkıntıyı atlatmış gibi görünseler de ay biter bitmez bu sefer kart ekstreleriyle boğuşmaya başlarlar. Bu bir kısır döngüdür. Çok yakın bir zamanda bankalar verdiklerini geri alamamaya başladıklarında kriz daha da büyüyecek. Mudiler "ödemiyor" değil "ödeyemiyor" olacaklar. Eh, bu durumda canlarını alacak değilsiniz herhalde. Her türlü sektörde işten personel çıkartmalar sürüyor. İşsizlik bulaşıcı hastalık gibi büyüyor. İşi olanlar da maaşlarını alamadıkları için arada pek fark yok zaten. Merak ediyorum, yönetenler ne yapmaya çalışıyorlar? Halkı aç ve açıkta bırakarak IMF'ye şirinlik yapmanın sonu ne olacak? Dedim ya canım çok sıkkın. İnanın ne kendim için ne başkaları için görebildiğim en ufak bir çözüm yolu yok. Düşündükçe gözümün önüne haciz memurları, ağlayan kadınlar ve anlamayarak bakışan çocuklar geliyor. Hiç "bari pislikler temizleniyor" faslına girmeyin. Olan ufak tefeklere oluyor. Bu acı ilacı içtiğinde boğazı yanacak olanlar yine bizleriz. Gerisinin keyfi kolay kolay bozulmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.