Yaşama sevinci

A -
A +

Güneşin gökyüzünde parladığı, insanların kendilerini bütün olumsuz koşullara rağmen neşeli hissettikleri günler yaşıyoruz. Klasik bayram sonrası dertlerimizden bahsetmek gelmiyor içimden. Hayata daha olumlu bakmak istiyorum bir süre. Aslında fazla ciddiye almadığınızda ihmal edilmiş bir sevgili gibi daha fazla üzerinize düşüyor hayat. Ciddiye alınmamanın yol açtığı hırs, kendini beğendirmek uğruna çırpınmasına sebep oluyor. Demek ki hayat da kadın gibi düşünüyor. Kadınlar, ihmal edilmeyi, önemsenmemeyi hazmedemezler bir türlü. Onlar yani bizler, erkeklerden daha ikircikli, daha huzursuz varlıklarız. Kılı kırk yaran, her davranıştan bin bir türlü sonuç çıkartan dolayısıyla çok zor mutlu olan tipleriz. Herkesin devamlı beğenmesini, sevmesini, takdir etmesini bekleriz. Bunu aşmışsak bu sefer devamlı biz kendimizi beğenme yolunu seçeriz. Beğenilir olmak uğruna kuaförlerden, estetik merkezlerinden çıkmayız. Aynanın karşısında geçirdiğimiz süreler hesaplansa dudak uçuklatacak cinsten sonuçlar almamız kaçınılmaz olur. Halbuki gözden kaçırdığımız detaylar vardır. Güzellik göreceli bir kavramdır. Size göre güzel olan birisi bir başkası için hiç de güzel olmayabilir. Mesela geçenlerde Aysel Gürel'le yapılmış bir röportaj okudum. Gürel, güzellikle ilgili çok ilgi çekici sözler söylemiş. Diyor ki, Hülya Avşar'ın elli yaşına geldiğinde görüntüsü aynı şu anda annesi Emral Avşar'ınki gibi olacakmış. Eh, Emral hanım için şu şartlar altında "güzel" demek biraz tereddüt gerektiriyor. Üstelik Gürel daha da ileri gidip Hülya Avşar'ın Moldova'lı kızlara benzediğini de iddia etmiş. Elli yaşında Emral hanıma benzeyeceği tahmin edilen Avşar kızının yetmiş yaşını merak ediyormuş Aysel hanım. Çünkü kendisi şu anda yetmişli yaşlarını sürüyor. Düz mantıkla gittiğinde kendisini Avşar'dan güzel buluyor. Burada önemli olan kimin kimden daha güzel olduğu değil bana göre. İlgimi çeken Aysel Gürel'in yaşama sevinci. Otuz iki yaşında olmama rağmen hayattan bıktığım, kendimi sevmediğim, beğenmediğim çok olmuştur. Başıma gelenler için genellikle kendimi suçlarım. Zorum kendimledir. Bu durumda yaşama sevincimin Gürel kadar parlak olması beklenemez tabii. Mukayese ettiğimde Aysel hanımı kendimden çok daha pozitif ve zeki buluyorum. Çılgın görüntüsüne bir gün bile inanmış değilim. Onun bir maske altına saklanmaya çalıştığını görmek için uzman olmaya gerek yok. Söz nereden nereye geldi. Güneşten ve onun parlak ışığından etkileniyorum. Canım uyumak istemiyor bugünlerde. Uyumak ve rüya görmek, uyanmak ve üzülmek istemiyorum bir süre. Rüyalarımı yorumlamayı bir müddet için erteliyorum. Yeniden mutlu olmak için bir kez daha umutlanmaktan ne çıkar?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.