Bilindiği gibi Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre hak sahibi eş ve çocuklar ile ana ve babaya ölüm aylığı (dul ve yetim aylığı) bağlanabilmesi için, ölen sigortalının kurumdan malullük veya yaşlılık aylığı alması veya hak kazanması veya toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması gerekir. Daha çok prim ödeyene aylık yok! Ölen sigortalının geride kalan eş, çocuk, ana ve babasına aylık bağlanması için gerekli olan belirli bir sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı ile ilgili uygulamada çok sık sorunlar yaşanmaktadır. Aslında ölen sigortalının malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanmış veya bu aylıkları almaya başlamış olması halinde hak sahiplerine dul ve yetim aylığı bağlama ile ilgili bir sorun bulunmamaktadır. Sorun daha çok en az 1800 gün prim ödemesi veya az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün prim gün sayısı dikkate alınarak bağlanacak dul ve yetim aylığında ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki; Beş yıldan çok fazla sigortalılık süresi olduğu halde 1800 gün prim ödemesi olmayan, örneğin 1750 gün prim ödemsi olan sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine aylık bağlanmamaktadır. Halbuki, 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 gün prim ödemesi olan sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmaktadır. Başka bir örnek verecek olursak; 10 yıl sigortalılık süresi olan ve toplam 1200 gün prim ödeyen sigortalının ölümü halinde hak sahipleri ölüm aylığı alamazken, yukarıda belirttiğimiz gibi 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 gün prim ödemesi olanların hak sahipleri ölüm aylığı alabilmektedirler. Her iki örneğimizden anlaşılacağı üzere, daha uzun sigortalılık süresi ve daha fazla prim ödemesi olan sigortalılar aleyhine bir durum söz konusudur. Yıllardan beri uygulanmakta olan bu adaletsiz duruma nihayet Anayasa Mahkemesi dur dedi. Anayasa mahkemesine yerel iş mahkemesi tarafından açılan dava neticesinde 506 sayılı Kanunun 2422 syılı Kanunla değişik 66'ıncı maddesinin (c ) fıkrasının anayasaya aykırı olduğuna karar verildi. Söz konusu karar Resmi Gazete'de yayımlandı ve bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Bu süre içinde yasama organı olan TBMM'nin yüksek mahkemenin kararı doğrultusunda gerekli değişiklik ve düzenlemeleri yapacağını umuyoruz. Yüksek mahkeme yanlışa son verdi Anaysa Mahkemesinin kararından bazı bölümleri konunun daha iyi anlaşılması için dikkatlerinize sunuyorum. ....Anayasa'nın 60. maddesinde, "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir" denilmektedir. Bu hüküm bireylere yaşlılık, hastalık, kaza, ölüm ve malullük gibi sosyal riskler karşısında asgari ölçüde bir yaşam düzeyi sağlamayı amaçlar. Aynı maddenin ikinci fıkrasında "Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" denilerek bu görevin, Devlet tarafından oluşturulacak kuruluşlar yoluyla yerine getirilmesi öngörülmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumu da, ülkemizde Devlet tarafından, sosyal güvenliğin sağlanması amacıyla kurulan kurumlardan biri olup, yasaların görevlendirdiği alanlarda iş kazaları, meslek hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kollarında hizmet vermektedir. Kurumun sistemi de, çalışanların ücretlerinden kesilen işçi payı ile işverence ödenen paydan oluşan sigorta primi esasına dayanmaktadır. Bu kurum, görevlerini yerine getirebilmek için önceden prim (gelir) elde etmek ve bu gelirleri finansman yöntemlerine göre değerlendirerek 506 sayılı Yasa'ya göre, iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeleri karşılamakla yükümlüdür. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bu yükümlülükleri arasında yer alan "ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanması"nın dayanağı olan ölüm sigortası, uzun vadeli yardım yapan bir sigorta koludur. Ölen sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm sigortasından aylık bağlanabileceği durumlar, 506 sayılı Yasa'nın 66. maddesinde belirtilmiştir. Anılan maddenin (c) bendinde yer alan ve sınırlama kararı uyarınca incelenen kuralda da, en az 5 yıl sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün prim ödemiş olması halinde, ölen sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm aylığı bağlanması öngörülmektedir. Bu kural gereğince, ölen sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm sigortasından aylık bağlanabilmesinin ilk koşulu, sigortalının en az 5 yıldan beri sigortalı bulunması, diğer koşulu da, sigortalının sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmasıdır. Bu durumda, sigortalı, sigortalılık süresi 5 yıl iken ölmüş ise 5 yıl x 180 gün= 900 gün, sigortalılık süresi 6 yıl iken ölmüş ise 6 yıl x 180 gün= 1080 gün, sigortalılık süresi 7 yıl iken ölmüş ise 7 yıl x 180 gün= 1260 gün, sigortalılık süresi 8 yıl iken ölmüş ise 8 yıl x 180 = 1440 gün ve sigortalılık süresi 9 yıl iken ölmüş ise 9 yıl x 180 gün = 1620 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması halinde, hak sahibi kimselerine ölüm sigortasından aylık bağlanabilecektir. Kurala göre, sigortalılık süresi uzadıkça ödenmesi gereken prim gün sayısı da artacak olduğundan belirli sigortalılık süreleri karşılığında yukarıda belirtildiği oranda malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyemeden ölen sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm sigortasından hiç aylık bağlanamayacaktır. Anayasa'nın 2. ve 60. maddeleri uyarınca, Devletçe, sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanmasına elverişli ortamın yaratılması ve bu anlamda sosyal güvenlik alanında getirilecek bir haktan, aynı sosyal güvenlik kurumu içinde yer alan ve temelde birbirine yakın konumda bulunan tüm sigortalıların dengeli ve makul ölçüler içerisinde yararlanmasını öngören düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerekir. Buna göre, itiraz konusu kuralda, malullük ya da henüz yaşlılık aylığı almayan sigortalıların ölümü halinde, geçimi bu sigortalılara bağlı olan ve ölüm sebebiyle bundan yoksun kalan kimseler için, sigortalılık süresi 5 yıl olup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda ölen bir sigortalının hak sahiplerine ölüm sigortasından aylık bağlanması suretiyle bu kişiler yönünden sosyal güvenlik sağlanırken, prim ödeme gün sayısı bu sigortalıya eşit ya da bundan daha fazla olan bir başka sigortalının ölümü halinde, sigortalılık süresi 5 yıldan fazla olduğundan, prim ödeme gün sayısının eksik kaldığı gerekçesiyle hak sahiplerine ölüm sigortasından aylık bağlanmaması ve dolayısıyla bu kişilerin sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakılmaları sosyal hukuk devleti ve sosyal güvenlik kurumunun temel ilkesiyle bağdaşmaz. Not: Anaysa Mahkemesinin söz konusu kararının tamamını 18 Ekim 2005 tarih 25970 sayılı Resmi Gazete'den bulabilirsiniz.