D.Özer- Babamın 5 yıldan fazla Bağ-Kur kaydı mevcut üzerine de kayıtlı işyeri faaliyette değil yaklaşık 10 senedir ve babam yakın zamanda vefat etti. Yazınızda bahsettiğiniz gibi biz Bağ-Kur'u beklemek zorunda mıyız? Babamızın borcu için kendimiz müracaat ederek kaldırılmasını isteyebilir miyiz? Varisleri olarak bu işlemleri nasıl yapabiliriz. Bu borçtan kurtulmak istiyoruz. Medeni Kanuna göre, mirasçılar üç ay içinde mirası red edebilirler. Mirası reddetmezlerse kabul etmiş sayılırlar. Anne veya babanın mirası bir bütün halinde kabul veya red edilir. Mirasın kabul edilmemiş olması, yani borçların fazlalığı nedeniyle red edilmesi halinde sosyal güvenlik hukuku açısından durum ne olacaktır. Sosyal güvenlik hakkı "anayasal" bir haktır. Medeni Kanundan veya diğer kanunlardan çok farklı değerlendirilmektedir. Medeni Kanuna göre, borç alacak dengesi yönünden borçların daha fazla olması halinde mirasçılar mirası kabul etmeyebilirler. Mirasın red edilmiş olması halinde sosyal güvenlik hakları kaybolmaz. Örneğin, babası vefat eden bir kişi borç fazlalığı nedeniyle ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası kabul etmezse babasının borcundan sorumlu olmayacaktır. Bu kişi, babasının mirasını kabul etmemiş bile olsa, sosyal güvenlik yasalarına göre ölüm aylığı alabilir. Mirasın kabul edilmemesi sosyal güvenlik hakkına mani değildir. Okuyucumuzun sorduğu gibi borç sosyal güvenlik kurumuna (Bağ-Kur'a) ise ne olacak? Bağ-Kur'dan aylık talep edilmediği sürece sorun yoktur. Ancak, mirası kabul veya red etmiş olsun, Bağ-Kur'a prim borcu olduğu sürece ölüm aylığı vs herhangi bir hak talep edilemez. Mirasçılar, ancak ölen kişi adına olan prim borçlarını ödedikten sonra sosyal güvenlik hukukunun getirdiği haklardan yararlanabilirler. Miras hukukundan tamamen bağımsız olarak değerlendirerek, Kuruma olan borcun ödenmesi halinde, aylık talep edilebilir. Eğer, Bağ-Kur'dan herhangi bir hak talep edilmesi söz konusu değilse, mirasçılar geride kalan borçları da ödemek zorunda değildirler. Sonuç olarak, okuyucumuz Bağ-Kur'dan bir talepte bulunmadığı sürece ölen babasına ait prim borcunu da ödemek zorunda değildir. >Yaş haddini beklerken dâvâ yolu ile tazminat R. Kuş-Annemin yaklaşık 4700 gün prim ödemesi var. İlk defa 1994 yılında sigortalı oldu. 1959 doğumlu. 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 günü tamamlayınca 2009 yılı içinde yaş haddini beklediği için kıdem tazminatı alarak işten çıkabilir mi? SSK sitesinden aldığım bilgilere göre 5675 gün ile 2014 yılında 20 yıl sigortalılık süresi ve yaş durumunu da tamamladığı için emekli olabiliyor. Prim gün sayısını 5675 yapmadan 15 yılın tamamlanacağı 2009 yılında kıdem tazminatını alamaz mı? Geçtiğimiz haftalarda yazdığınız bir yazıya göre alamıyor. Bahsettiğiniz yazı başlığımız "Kanun değiştiren bürokrasi"dir. Yakın zamana kadar 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödemesi olan sigortalılar Sosyal Sigortalar Kurumuna müracaat ederek durumlarını tespit ettirip yaş haddini bekledikleri için kıdem tazminatı alarak işten çıkmaya hak kazanıyorlardı. Ancak, SSK tarafından bu uygulama değiştirildi. Yaş haddinden ancak, 25 yıl sigortalılık süresi ve 4500 gün prim ödemesi olanlar kıdem tazminatı alarak işten çıkabilecekler. 1475 sayılı mülga İş Kanunun kıdem tazminatını düzenleyen 14'üncü maddesi halen yürürlüktedir. Söz konusu maddenin son fıkrasına göre, 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün prim gün sayısını tamamlayanlara kıdem tazminatı alarak iş akdini fesih yetkisi veriliyor. Kanunun bu maddesindeki düzenleme açık ve net olmasına rağmen, SSK uygulama değişikliğine gitmiştir. Konu ile ilgili Yargıtay kararları vardır. Size tavsiyem, 2009 yılında 15 yıl tamamlanınca Kuruma müracaat ediniz. Alacağınız olumsuz yazı ile dava açabilirsiniz. SSK internet sitesinden aldığınız emeklilik tarihi 20 yıl sigortalılık süresi ve 5675 gün prim gün sayısını ifade eden normal emeklilik tarihidir. Yaş haddinden emeklilik hesabını içermemektedir. Benim size tavsiyem, 2010 yılına kadar anneniz çalışsın. 5675 gün tamamlanınca işten çıkabilir. Böylece, 20 yıl sigortalılık süresi 2014 yılında tamamlanacaktır. 56 yaşı beklemeden 55 yaşın içinde bir yıl daha erken emekli olabilir. > Yurt dışına göç, emeklilik hakkınızı kaybetmez C. Kar- Yurt dışına göç etmeyi planlıyoruz. Bu durum gerçekleşirse ben ve eşimin bu güne kadar ödediği primler boşa mı gider? İsteğe bağlı veya yurtdışı hizmet borçlanmasıyla kalan günlerimizi tamamlayıp emekli olabilir miyiz? Ayrıca, gün sayımızı doldurunca yaş haddini beklerken kıdem tazminatı alabilir miyiz? Cevap: Yurt dışına çıkıyor olmanız ülkemizde hak ettiğiniz sosyal güvenlik haklarını zayi etmez. Sosyal güvenlik ile ilgili hizmetleriniz kazanılmış haktır. Gideceğiniz ülke sosyal güvenlik anlaşmamız olmayan bir ülke olunca isteğe bağlı sigorta primi ödeyebilirsiniz. Veya, yurt dışında yapmış olduğunuz çalışmaları yurt dışı hizmet borçlanması yaparak değerlendirebilirsiniz. Yurt dışı borçlanması yolu ile emekli olursanız, bulunduğunuz ülkede çalışmaya son vermeniz gerekir. 2008 yılında yürürlüğe girmesi planlanan sosyal güvenlik yasası, isteğe bağlı sigorta prim ödemesine Türkiye'de ikamet şartı getirmektedir. Bu gelişmeleri yakından takip etmelisiniz. Yurt dışına gidince, yaş haddini bekleyerek de emekli olabilirsiniz. İsteğe bağlı veya yurt dışı hizmet borçlanması yapmanız gerekmeyebilir. Bunun için, eğer 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olduysanız 3600 gün, bu tarihten sonra sigortalı olduysanız 4500 gün prim ödemenizin olması gerekir.