Emeklilere kıdem tazminatı ödenir mi?

A -
A +

Soru-Altan Kara: Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olan bir kişi, emekli olduktan sonra da iş yerimizde çalışmaya devam etti. Emekli olmadan önce altı yıl, emekli olduktan sonra da üç yıl çalışması var. İşveren ile çıkan anlaşmazlık sonucu iş sözleşmesi iptal edildi. İşveren emeklilere kıdem tazminatı ödenmez diyor. SSK ve İş Kanununda bu konuda bir düzenleme yok. Emekliye tazminat ödeyecek miyiz? Ödeyeceksek hangi kanun ve hangi maddesine göre kıdem ve ihbar tazminatı ödenir. Cevap: Kıdem tazminatı konusu İş Kanunu'nda (1475/14 md) düzenlenmiştir. Sosyal Sigortalar Kanunu işçilik tazminatları ile ilgili değildir. İşçilerin sosyal güvenliği SSK'da yer alır. Gerek 1475 sayılı İş Kanunu ve gerekse 4857 sayılı İş Kanunu işçi tanımını yaparken emekli olan veya olmayan ayrımı yapmamıştır. İş sözleşmesine istinaden bir işveren yanında çalışan herkes işçidir. İş Kanunun kimlerin istisna tutulduğunu tek tek saymıştır. Örneğin; ev hizmetlerinde çalışanlar, 50 ve daha az işçi çalışan tarım işletmeleri gibi bazı işler kanun kapsamı dışında bırakılmıştır. Kanunda sayılan bu istisnalar içinde emekliler yoktur. Emekliler hizmet sözleşmesine istinaden çalışmaya devam ediyorlarsa İş Kanunun verdiği tüm işçilik haklarından yararlanabilirler. Diğer çalışanlar gibi yıllık ücretli izin hakları vardır. Burada iki durum karşımıza çıkar. İlk olarak, işçi emekli olurken emeklilik nedeniyle kıdem tazminatını almıştır. Ancak çalışma devam eder. Sonradan işten çıkarılırsa, emekli olduktan sonraki kısım için kıdem tazminatı hesaplanır. Eğer, işçi emekli olmasına rağmen çalışmaya devam ediyor ve kıdem tazminatını almamışsa, emeklilik öncesi ve sonrası bütün süreler dikkate alınarak kıdem tazminatı hesaplanır. İşe iade kararı ve para cezası Soru-M. Yalçın: Yaklaşık bir yıl önce kıdem, ihbar ve diğer bütün alacaklarını ödeyerek işten çıkardığımız işçi, işe iade davası açtı ve kazandı. Yargıtay'ın temyiz kararını onaylaması sonucu avukatımıza tebliğ edilmiş. Aradan iki aydan fazla süre geçtiğinden dolayı işe başlattığımız işçinin SSK bildirimleri nedeniyle ceza uygulanıyor. İşçiye hem tazminat ödüyoruz hem de ceza vermek zorunda kalıyoruz. Bu uygulama doğru mudur? Cevap: 4857 sayılı İş Kanunun "Feshin geçerli sebebe dayandırılması" başlıklı 18'nci maddesinde, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçilerin iş güvencesi kapsamında olduğu belirtilmiştir. İş Kanununa göre, sözleşmesi işverence tek taraflı olarak feshedilen işçiler "işe iade" davası açarak mahkemeden alacakları kararlar ile işlerine dönebilmektedirler. İşçiler tarafından iş mahkemelerinde açılan davalar neticesinde, iş sözleşmelerinin feshinin geçersizliğine hükmedilirse, öncelikle yargılama sürecinde geçen dört aylık ücretin işçiye ödenmesi lazım. Diğer yandan kesinleşen mahkeme kararına istinaden işverenlerce çalışılmayan 4 aylık süreye ilişkin sigorta prim belgelerinin SSK'ya verilmesi gerekmektedir. İş Kanununa göre, mahkeme tarafından işe iade kararı verildikten sonra çalışılmadan geçen dört aylık sürenin ücretinin işçiye ödenmesi zorunludur. İşte bu ücretlere ilişkin prim belgelerinin yasal süre dışında SSK'ya verilmesinden dolayı yapılacak işlemlere açıklık getirmek amacıyla SSK tarafından 16-330 ek sayılı genelge çıkarılarak konu açıklığa kavuşturuldu. Söz konusu genelgeye göre, işe iade davasını kazanan işçinin işe başlatılması halinde, kendinse ödenen dört aylık süreye ait ücretlerin sigorta primlerinin SSK'ya yatırılması gerekiyor. Mahkeme kararının işverene tebliğ edildiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar prim belgelerinin SSK'ya verilmesi ve primlerin ödenmesi halinde idari para cezası ve gecikme zammı uygulanmayacaktır. Örneğin, işe iade davasını kaybeden işverene sonuç 10 Mayıs 2007 tarihinde tebliğ edilmişse, işveren öncelikle sigortalıyı işten çıkardıktan sonraki dört aylık ücretleri işçiye ödeyecek. Sonra, bu ücretlere ilişkin sigorta bildirimlerini en geç 30 Haziran 2007 tarihine kadar sigorta müdürlüğüne vermesi gerekir. Yine, söz konusu sigorta primlerinin de aynı tarihe kadar ödenmesi zorunludur. Şayet, mahkeme kararının tebliğ tarihini takip eden ay sonu geçirilirse, örneğimizde 30 Haziran tarihi, işveren hem dört aya ilişkin aylık prim belgelerinin verilmemesi nedeniyle idari para cezası ödeyecek, hem de primler için gecikme zammına tabi olacaktır. Bu konuda soru soran okuyucumuza şunu tavsiye ederiz: Eğer mahkeme kararını avukat aldı ve işverene zamanında bildirmediyse, ödeyeceğiniz cezaları ve gecikme zammı miktarlarını avukata rücu edebilirsiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.