Soru: Sevim Güler - İzmir: 1983 yılında sigortalı oldum. Bir süre çalıştıktan sonra evlendim ve halen eşime ait işyerinde sigortalı çalışıyorum. Ancak işyeri eşime ait olduğu için sigortamın geçersiz olacağını söylüyorlar. Ben sürekli olarak bu işyerinde çalışmıyorum. Bazı günler işe gelemediğim oluyor. Eşime ait işyerinden sigortalı olmamın ne gibi sonuçları vardır? Cevap: -Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 3. Maddesinde işverenin ücretsiz çalışan eşinin sigortalı olmayacağı belirtilmiştir. Kanun gerekçesinde aile hukukunun öngördüğü karşılıklı yardımlaşma gereği ücret almadan çalışan eşin sigortalı olmaması gerektiği belirtilmiştir. Eşin ücret alması durumunda ise hizmet akdi oluştuğu için sigortalı olması gerekmektedir. Ülkemizde özellikle küçük işletmelerde aile reisi olarak erkekler işyerlerini kendi adına açmakta ve vergi mükellefiyeti nedeniyle sosyal güvenliklerini Bağ-Kur ile sağlamaktadırlar. Çoğu zaman kadınlar eşlerinin yanında çalıştıkları halde sigortalı yapılmamakta ve sosyal güvenlikten yoksun kalmaktadırlar. İşverenin yanında çalışan eşin sigortalı olmasını yasanın ücret alma şartına bağlamış olması isabetli değildir. Eşler arasındaki ilişki gereği aylık sabit bir ücretin ödenmesi makul görünmemektedir. Pratikte eşini sigortalı yapmak isteyenler sadece kağıt üzerinde ücret ödeme bordrosu düzenlemektedirler. Eşin ücretli çalışıp çalışmadığı konusu uyuşmazlık konusu olmuş ve yargıya intikal etmiştir. Yargıtay, eşin sigortalılık durumunda özellikle ücret konusu üzerinde durmaktadır. Bir kararında, kocasının otelinde muhasebecilik yaptığı iddia edilen kadının sigortalı sayılması için, öğrenim durumu itibarıyla muhasebecilik yapıp yapamayacağı, işverenin muhasebe defter ve kayıtlarında yazılarının bulunup bulunmadığı ve ücret alıp almadığı hususlarının araştırılması gerektiği kararına varmıştır. Sosyal sigortalar kanununa göre bir kişinin sigortalı sayılabilmesi için hizmet akdine istinaden (istisnalar hariç) çalışıyor olmak gerekmektedir. Sizin durumunuzu incelediğimizde mevcut yasal uygulamaya göre, eşinizden ücret alıyor olmanız halinde hizmet akdi oluşacaktır. Esas kriter olarak işyerinde fiili çalışıp çalışmadığınız önemlidir. Ücret konusu yukarıda belirttiğimiz üzere kağıt üzerinde halledilmektedir. Eşinizin işyerinde fiili olarak çalıştığınız süreler için sigortalılığınız kabul edilecektir. Uyuşmazlık çıktığında Kurum Müfettişleri veya Mahkeme bunu araştıracaktır. O işyerinde gerçekten çalıştığınızı ispatladığınız sürece sigortalılığınız iptal edilmeyecektir. Yaptığınız işin mesleğinize ve eğitim durumunuza uygun olup olmadığına dikkat ediniz. Emekli çalışanların kıdem tazminatı Hasan Güler: 1996 yılında emekli oldum. 1998 yılında sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya başladım. Mayıs 2001 tarihinde işten çıkarıldım. Bu durumda kıdem tazminatı alabilir miyim? Cevap: Kıdem tazminatı İş Kanunun 14. maddesinde düzenlenmiştir. Sözkonusu maddede hizmet akdinin işveren tarafından sona erdirilmesi halinde işçinin çalıştığı her yıl için bir aylık ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Sizin emekli olmanız sonucu değiştirmemektedir. Hizmet akdine istinaden çalışıyor olmanız, çalışma sürenizin bir yıldan fazla olması ve hizmet akdinin işveren tarafından sona erdirilmesi kıdem tazminatı almanız için yeterlidir. Her zaman ortada yazılı bir hizmet akdi olmayabilir. Sözlü olarak yapılan hizmet akitleri de geçerlidir. Ayrıca kıdem tazminatının miktarı en son aldığınız brüt 30 günlük ücrete göre belirlenecektir. Sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmanız kıdem tazminatı almanıza engel değildir. Bilakis o işyerinde çalıştığınıza karinedir. İşverenden tazminatınızı sözlü isteyiniz. Ödenmemesi halinde noter aracılığı ile 15 gün içinde ödenmesi için ihtarname gönderiniz. Buna rağmen sonuç alamazsanız iş mahkemesinde dava açmanızı tavsiye ederim. Kısa soru ve cevaplar Ahmet Aydemir - Bursa: Vergi mükelleflerinin Bağ-Kur sigortasına zorunlu girişleri Nisan 1982 tarihinde başlamıştır. Bu tarihten önce Bağ-Kur sigortasına giriş isteğe bağlıydı. Siz vergi mükellefiyetinizin başladığı 1978 yılında kendi isteğiniz ile kaydınızı yaptırmadığınız için, zorunlu sigortalılığın başladığı 1982 yılından sigortanız başlatılmıştır. Dolayısıyla 1978-1982 yılları arasında geçen süreyi mevcut mevzuat içinde borçlanmanıza imkan yoktur. Şerafettin Basen - Alifuatpaşa: Erkek sigortalıların yaşlılık aylığına hak kazanabilmeleri için bildiğiniz gibi en az 25 yıllık sigortalılık süresi, belirli bir prim ödeme gün sayısı ve yaş haddini tamamlamaları gerekmektedir. Sizin verilerinize göre 25 yıllık sigortalılık süreniz 2007 yılında tamamlanacaktır. Bu tarihe kadar yasanın öngördüğü 56 yaş haddini de geçmiş olacağınızdan emekli olabileceksiniz. Şu an için SSK'ya yapılan askerlik borçlanmaları sadece gün sayısına dahil ediliyor. Sigortalılık süresine eklenmiyor. Ancak bu yasa yakın bir tarihte değişecek. Köşemizi takip ederseniz bu değişiklikleri öğrenebilirsiniz. Değişiklikten sonra yapacağınız askerlik borçlanması ile 2005 yılı içinde emekli olabilirsiniz. Mustafa Aybey - Orhaneli: Sigorta başlangıç tarihinizi tespit için iş mahkemesinde hizmet tespit davası açmanız gerekiyor. Çalıştığınız kurum resmi kurum olmasından dolayı davayı kazanma ihtimaliniz çok yüksek. Mahkemeye tanık götüremeseniz de, işe giriş bildirgesinin verilmiş olması çok önemli bir kanıt olacaktır. Resmi bir kurum çalıştırmadığı bir kişi için işe giriş bildirgesi düzenlemez.