Ulusoy dönemi iki gün sonra resmen tarih olacak. Giderayak bir yabancı ekstrası ile kulüplere ve özellikle "büyük" olanlarına gerdan kıran eskiler, acaba yeni gelecek olanların ayağına da pranga mı vurdu? "Vurdun gittin giderken" diye bir şarkı düştü ortalık yere. FIFA'nın kucağındayız artık. Çünkü orası çok başka düşünüyor. Bir lokma matematik, hatta aritmetik okuyan bile aykırı bulacaktır başlığı... O zaman açalım biraz... TFF+FIFA: ÇÇ... Şimdi daha beter oldu. Ne hesabı, ne de aritmetiği unuttuğumu sanmayın, ikisinde de iyiyimdir hani... Bakın şimdi... Futbol Federasyonu giderayak 6+1 olan statükoyu 6+2'ye çıkarmadı mı? Çıkardı... Kulüplerin tepede olanlarına ve delege yapısı yeni kanun nedeniyle "Kulüpler Birliği"ne kaymış olan ağırlığın belirleyici olması nedeniyle ve o belirleyici sayısal üstünlük içinde 4 büyük takımın daha fazla sayıda belirleyici olması hasebiyle, bu karar alınmadı mı? Alındı... 48 saat sonra Sepp Blatter amcamız bir açıklama yaptı. "Çok yakında kulüpler yarışmacı ortamlarında en az 6 yerli oyuncu oynatmak zorunda kalacak" şeklinde. İşte burada kafam karıştı. 6 yerli koyarsam, geriye kalıyor ancak 5 yabancı... Yani 5 için 6+2 kullanacağım... 5'e 8 sığmıyor ki... Ya TFF'nin şekeri, ya da FIFA'nın acı biberi... Hasan Doğan Federasyonu önce kulüplerin başkanı mı, yoksa başkanın kulüpleri mi; denklemini çözecek. Sonra TFF mi yoksa FIFA mı, ona karar verecek... Kulüplere biat edecek mi?.. Özelikle büyük olan dördüne... İşaret edilen bir başkan ve yönetim olduğunu mu kabullenecek, yoksa yanlışları işaret mi edecek? Daha birkaç hafta olmadı; İngiltere'de Burlington ve ardından Luton'un 10'ar puanı silindi. Gerekçe ise "hesabın kitaba" uymaması... Hani mesela?.. Ya MHK ne olacak?.. TFF'nin kıyağı ile FIFA'nın yasağını topluyorum, önüme ÇÇ geliyor. ÇÇ... Çıfıt Çarşısı... >> Yer misin?.. Yemez misin?.. Var mısın, yok musun? Yer misin, yemez misin?.. Fatih Terim'in uyguladığı; en geçerli "pazarlamacılık yöntemini" yadırgayanlara ve hatta reddedenlere iki çift sözüm var. Tabii ki Tümer'i alacak kadrosuna. Alacak ve pazarlayacak. Yunanlılara, "Bakın bizim ligimizde Türk Milli Takımı oyuncusu oynuyor" dedirtecek. Arkadan gelenleri pazarlayacak. Sınırları kaldıracak. Brezilya ne zaman Avrupa'da birkaç maç oynamaya gelse, hep Avrupa'da oynayan ve yarışacağı turnuvada asla düşünmediği birkaç oyuncuyu "göstermelik" oynatır. Kadrosuna çağırır en azından. Dunga'nın Bobo'ya yaptığını Tümer'e yaptı Terim... Bobo'nun çağrılmasından "gurur" duyan çığırtkanlarımız, Tümer'in çağrılmasından "utanç" duyuyorlar! İnsaf!.. Ayrıca, mesela Çek maçında 1-0 öne geçtiğimizde, son yirmi dakikada rakip sahada top tutacak ve korner köşesine gidip bir atış kazandıracak ve nefes aldıracak bir oyuncu gerektiğinde atacak oyuna Tümer'i belki de. Ya da oyun 0-0 ve bir puan bize iyi geliyor. Arda da "kırıldı" diyelim. At oyuna Tümer'i, bitirsin sana maçı... Ayrıca adı üstünde, hazırlık maçı... Ha-zır-lık... Esas kutusu açılması gereken ve kendilerine "yer misin, yemez misin" sorusunun sorulması gerekenler, milli maçta kulübünün sloganlarını haykıran aşağılık insanlardır. Hakan Şükür düşmanlığı, kulübünün taraftarını "mürit-müşteri" kıskacında ezenlerin kutuları açılmalıdır önce. Sonra milli maçta kulübünden olmayanları aşağılayanlarınki... >> Kafayı üşüttüm!.. Cumartesi ve pazar geceleri iki maç izledim ve kafayı üşüttüm. 13 gol seyrettim. 4'ünü anlattım. Çoğu "şapka çıkarılacak" gollerdi ve çok soğuktu. G.Saray ve F.Bahçe maçlarında şapkam elimde gezdim ve kafayı üşüttüm... En güzel goller ise fark yiyen konuk takımların attıklarıydı. Selçuk İnan ve İlhan Eker'in golleri nedeniyle şapkamı bile havaya atmışım. Daha sıradan goller lütfen. Ne tuhaf değil mi?.. >> Senaryo Beşiktaş biraz geride kaldı, tamam. Ancak, kendi sahasında F.Bahçe ve G.Saray'ı ağırlayacak bir takımdan üç puanlık sistemde geride kaldı diye söz etmemiz de biraz haksızlık olur. Sadece bir tek Cisse eksikliği nedeniyle bu kadar "teslimiyetçi" bir maç oynamasını yadırgadım. Bence, ligin içten bakılan manzarası daha çok değişecektir. Mesela, Leverkusen sonrası, bir maç kazanmaya çok ihtiyacı oyan Konya deplasmanı G.Saray için kayıp olabilir. Beşiktaş da, Kayseri'de kaybettiğini Konya'da geri almış olabilir. Senaryom nasıl?.. >> POST-İT Yarın gece Ali Sami Yen'de iyi oynanacak ve "makul" sonuç alınacak bir maç bekliyorum. Bayer Leverkusen'den korkmuyorum çünkü G.Saray'ın "çok ciddi" mücadele vereceğini hissediyorum. Rakip, Tromsö veya Helsingborg olsaydı, korkardım. Büyük bir maç olacak, sıkı bir maç olacak ve şayet taraftar gelir ve sabırlı destek verirse, eski günlerine benzer bir G.Saray izleyeceğimizi sanıyorum. >> S-ÖZ Dürüst iş yapmanın sadece bir tek zor yanı vardır. Çok zor para kazanılır. (Ümit Aktan) >> Acaba Selçuk Şahin "ishal" mi oldu, yoksa Selçuk'a, "sen biraz ishal ol da, şu yeni transferi bu kolay maçta bir görelim" mi dediler?