Oynarken bir mumya gibiydi Nonda. Ve o gittikten sonra bize kaldı mumyanın laneti. Maç bir korku filmi gibiydi. Gerilim son haddindeydi. Seyirci bastırıyor, Kayserispor ısırıyor, Makukula ile Neill'den kıvılcımlar çıkıyor... Maç Premier Ligi cebinden çıkaracak bir maçtı. Aslında G.Saray açısından tam bir Atletico Madrid provası oldu diyebiliriz. Çünkü Jo yok, rakip de taş gibi ve agresif. UEFA Avrupa Ligi'ndeki 2 maç da bundan beter maç olacak G.Saray'ın başına. Yanlış olan Uğur ve Caner'in adam olmayan ceza sahasına top uçurmaları oldu. Ama buna karşılık Servet'in olmaması sebebiyle Lucas Neill'in daha özgür, daha aktif ve daha seyyar oynaması savunma ve orta alana artı değer getirdi. İlk yarının temposu ligin zirvesindeki bütün takımları tehdit edecek kalitede oynandı. Ben müthiş bir maç izlemekte olduğumu düşünüyorum. Sadece G.Saray'da hücumun ortasındaki "lanetli bölge" sıkıntısı misafir takımı 3 puan yerine 1 puana doğru sürükledi ilk yarıda. İkinci yarı ilk yarı kadar tempolu oynandı. Ancak 5-10 dakika içerisinde oyun kilitleniverdi. Ya beklenmedik bir hata ya da iki kulübeden gelecek bir hamle bu kilidi çözecekti. Baktı ki, onlar da gelmiyor Tolga Özkalfa kendi yorumuyla çözmeye kalktı maçı. Küçük de olsa arkadan bir müdahale olduğu için sarı kartı doğru buldum. Ancak bunun ikinci sarı olması Hakan Aslantaş'ın sorunuydu. Özetle hayali bir santrfora top atmanın dışında mükemmel bir prova yapan G.Saray böyle bir maçta hiçbir şeyi yapmayacağı kesin olan Nonda'yı bile arayarak tamamladı maçı. Böyle bir mücadele veren ve bize böyle bir maç seyrettiren iki takıma da teşekkür ediyorum. G.Saray'ın UEFA Avrupa Ligi'nde bu provadan daha iyi ve daha etkili oynaması gerektiğini de vurguluyorum.