36+19= 55 55: 2= 22.5

A -
A +

Biraz tuhaf ve karmaşık bir formül gibi gözükebilir ama ihtiyarla genci, tecrübeli ile acemiyi doğru harmanlayan Feldkamp'ın formülü buydu. Ben de ellerinde öperim Kalli Baba'nın. Haaa... Hiç hatası yok muydu? Tabii ki vardı. 2-0'ı bulduktan sonra Mehmet Topal'ın G.Saray'a kırmızı araştıran hakem için iyi malzeme oluşunu süzüp onu oyundan alabilir ve Sabri'yi sokabilirdi mesela. Tek ön libero işini de Hasan veya Arda ile hatta Sabri ile bile halledebilirdi. İlk hamleci Mehmet Topal son çeyrek saatte kendini esirgemeye başlamıştı. Teknik kapasitesi asla G.Saray'ın ayarında olmayan ve bu açığını da gücüyle kapatmaya çalışan Panionios özellikle maçın başında çok sert oynadı. Kapasite eksikliğini sertlikle kapatmaya çalışıyorlardı. Arda - Lincoln - Hasan Şaş gibi becerisi olanlar yatay... Güce dayalı oynayanlar ise dikey... Bu doğrularla Bordeaux ve Helsingborg'a karşı oynanmış olsa, G.Saray dün akşam gruptan çoktan çıkmıştı. Bu da benim değil, Kalli'nin hatasıdır. Dün gece sabırlı ve doğru strateji seçen Feldkamp, Hakan Şükür'ü de doğru kullanmış, uluslararası üne sahip bir ismi oyuna sürerek hakemin ve rakibin haddini bilmesini de sağlamıştı. Ayrıca Hakan Şükür'ün Feldkamp'a sarılması, oyuncuların sıcak kucaklaşması, küskün denilen adamların doğru kullanılması G.Saray için söylentilerin Türkiye'deki rakipleri tarafından üretilmiş ama komşunun duvarına çarpıp patlamış bir söylentiden ibarettir. Dün tanıştığım bir ayakkabı boyacısı biraz hüzünlü görüntüsü olduğu için kendisine yönelttiğim "Neyin var?" sorusuna şöyle bir cevap vermişti: "Allah'a şükürüm var. Başka da hiçbir şeyim yok." İşte G.Saray... >> BENİM YILDIZIM Başka birisini yıldız yapmış olsam, futbola ihanet etmiş olurum. İyi ki varsın Serkan Çalık...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.