60'ların futbolu kazandı

A -
A +

G.Saray son çeyrek hariç çok daha iyi oynadı. Sarı-kırmızılıların çok iyi oynadığı 80. dakikada en önemli sıkıntısı topu içeri atacak oyuncusunun olmamasıydı. Her topu içeri atılacak mesafeye büyük bir coşku ile getirip her seferinde hüsranla döndüler. G.Saray daha iyi oynadığı bir maçta, daha sert oynayan bir rakibe karşı çok önemli pozisyonları kullanamadığı için kaybetti. Beşiktaş ise 80 dakika boyunca yanlardan orta yapamadan hep uzun uzun top attı. Bu sallama ve şişirme topları kovalayan Holosko ile şans aradı. Ve bazılarında etkili oldu. Şimdi bir soru sormak isterim: 80 dakika boyunca İnönü'de Konyaspor ne yaptıysa onu oynamadı mı Beşiktaş? Onlar Grajciar'a attılar, Beşiktaşlılar Holosko'ya... 1960'ların futboluna daha yakın oynayan Beşiktaş kazandığına göre demek ki amaca ulaştıracaksa 60'ların futbolu da işe yarayabilir. Oysa erken geriye düştükten sonra maç Beşiktaş'ın kucağına bırakılmıştı. Öne çıkacak G.Saray'ın arkasına Holosko ve Nobre gibi iki hamleci ve deparcıyla maç kopabilirdi. Oysa baskıyı yiyen önde oynayan takım oldu. Pino'nun gole sakar ama oldukça seyyar oyunu Ersan'ı dağıttı uzun süre. Ama işte orada her top kendisini içeri atacak oyuncunun olmasına kilitlendi kaldı. Eğer bir maçın hakemi Cüneyt Çakır ise ben o maç için hiçbir hakem eleştirisi yazmam. Sadece "Böyle oynanması gerekiyordu" derim. 90 artı'da gelen gol ise Beşiktaş'ın kulübeye "ne kadar kaldı" diye sormasından ve G.Saray'ın en az bir golü mutlaka hak etmiş olmasından kaynaklandı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.