Acıların çocuğu!

A -
A +

Ben sahada bir şeyler yapmaya çalışan birkaç delikanlıyı mazur görüyorum. Onların hiç kabahati yok. Kabahat onları bu hale getirenlerde... Dudak kenarı aşağı doğru, ağlamaklı ve ıslak gözlerle bakan 11 adama; istediğiniz kadar "dörtlü zincir" oynatın veya ön libero sayısını üçe beşe çıkarın. İstediğiniz kadar önde kalabalık yapın, ya da arkada alan markajlı oynatın, bir şeyler başaracaksa bunu kendi benliklerinden çıkarıp yapacaklar. Onu yaptılar zaten. Düşünün bir kere, oyun yanlış, oyuncu seçimi yanlış, sevk ve idare yanlış, taktik yanlış... Eee, bir yanlış iki doğruyu götüreceğine göre 4 yanlış ortada doğru bir şey bırakmaz ki... Nafile çabaların ağlamış suratlı camiasının oluşan şartlara isyanıdır bu takım. Dün gece "kimlik kartını uzatarak kupanın üst kademelerine giriş yapan" bu gençler; kimyası bozulmuş, yazılıp çizilenlerden ötürü taktik tahtasını uygulamaları mümkün değilken yanlışlardan doğruyu çıkartabildiler... Zaten öndeki Kazım, ortadaki "top tutamaz ve kullanamaz" adamlarla yapacaklarınız kısıtlıdır. Ona rağmen kendilerini aştılar. Ancak Kewell bir kalite atar ortaya, Culio beklenen kesmeyi bulur, Neill ve Servet işlerinden fazlasını yapmaya kalkışır, işte o zaman kupaya umut veren bir gol üretebilirsiniz. Kendini aşan Kazım bile savaşıyor acıların çocuğu durumuna düşünce. Sonra Stancu "ben geldim" diye vurur ve ümitlenirken, "kronik hatalarınız nükseder" ve tekrar gömülürsünüz acılara. Geri düşersiniz onca çabaya rağmen. Bütün yanlışlara rağmen sahadaki çocuklar "en Galatasaraylı" gibi mücadele ettiler. Onlar kabullenmiyor anlaşılan, içine düşülen durumu... Dün gecenin sonunda ortaya çıkan gerçek şudur: "Bu Galatasaray o Gaziantepspor'dan daha iyi takım değil ve daha iyi oynayamıyor..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.