Ahlâksız teklif

A -
A +

Yönetim Kurulu toplantısı çok gergin başlamıştı. Başkan Şimşek, demokratik olup olmadığına hiç aldırmadığı tavrını bir kenara bırakmış, kanına dokunduğu açıkça anlaşılan bir duruşu asla gizlemeden, belki de ilk kez herkese danışıyordu: - Ne kadar verilmesi uygundur, diye belki 20'nci kez sordu. Takımı için çok şey vermiş, dava arkadaşlarına da verdirmişti. Ama bu kez verilecek olan şey çok farklıydı. Verilme şekli de çok önemliydi. Genç ve atak, zaman zaman frenlemekte zorluk çektikleri fevri çıkışları olan üyelerden biri konuşmak için izin istedi: - Başkanım, ne kadardan önce doğru aracı ve kiminle bağlantı kuracağımızı kararlaştırmalıyız. Burası işin en önemli tarafı. Çünkü rakibini yensin diye para teklif edeceğimiz bu kansızlar, teklifimizi afişe edip bizi bozguna uğratmaya çalışabilirler. Bunlar böyle ahlâksızdır. Meydan vermemeliyiz. Bu işe Lambabahçe'nin adını karıştırmayacak birisini bulmalıyız. Ve ondan sonra da... Başkan gerisine tahammül edemedi ve birden biri demokratik (!) toplantıda görüş belirten arkadaşının sesini kesiverdi. - Bak kardeşim, teklif de ahlâksız, almak da... Senin mantığına göre almamak ahlâksızlık oluyor. Başkanın sinirlendiğini gören bir başka üye biraz da konuyu değiştirmek maksadıyla yeni bir konu attı ortaya: - Başkanım buna benzer bir film vardı ya. Kumarbazın biri genç bir çifte 1 milyon dolar mı ne teklif ediyor. Veee... Lambabahçe'nin büyük başkanı masaya odayı ve sandalyeyi yerinden oynatan bir yumruk vurdu. - Biz ne diyoruz, sen film anlatıyorsun kardeşim. Can düşmanımıza para vermek kanıma dokunuyor zaten. Adamların önemli bir transferi belki de benim paramla gerçekleşecek. Ama şampiyonluk turunu da garantilemek istiyorsak, bu işin yolu bu. Zaten çocuklar, saçlarını boyamış takımı taşıyacak üstü açık otobüsü bile hazırlamışız. Geri dönüş yok artık. Sonra doğruldu, masadan kalktı ve çıkarken geriye dönüp kapının ağzından dava arkadaşlarına dik dik ve acı acı bakarak son noktayı koydu: - Vereceğiz. İleride acısını çıkarırım ama şimdi vermek mecburiyetindeyiz. Galatakulübe ile ilgisini olan birini bulun bana. Çarpan kapının sesi duvarlara çarpa çarpa çoğaldı. *** Yönetim kurulu toplantısı çok eğlenceli başlamıştı. Başkan Günaydın, demokratik olmasına çok dikkat ettiği tavrını sürdürerek inceden bir ironi ile bir kez daha herkese danışıyordu. - Lambabahçe'den kimse aradı mı bizden birini, diye belki 20'nci kez sordu. Yönetim içinde çekişmeleri yaşadığı açıkça anlaşılan genç ve yeni bir isim söze karıştı: - Başkanım bugün - yarın bağlantı kuracaklardır. Biz maçı zaten ciddi oynayacağız. Ama daha ciddi oynamak için kafanızda belli bir rakam varsa söyleyin, aramızda kimle bağlantı kurdularsa, o arkadaşımız bu kadar EURO'yu talep etsin. Biz de çocuklara dağıtalım. Hatta rakam düşündüğüm gibi olursa, Saldıray'ın transferini gerçekleştirmek için Alman takımının istediği rakama da çıkabiliriz. Ondan sonra da... Başkan genç arkadaşının sözünü kesti: - Peki kardeşim, böyle bir teklifi kabul etmek ahlâksızlık sayılmıyor mu? Bugünlerde herkes bunu tartışıyor. Üyelerden tecrübeli olanı kendini ortaya attı: - Arkadaşlar böyle bir film hatırlıyorum. 1 milyon dolara mı ne kumarbazın biri... Galatakulübe Başkanı ilk defa sinirlendi: - Şimdi filmin sırası mı kardeşim? Tarihimizin en önemli keyfini yaşamak üzereyiz. Düşünün Lambabahçe, Galatakulübe'ye, Galatakulübe'nin iyi oynaması için para veriyor. Benim içimden gelen bu parayı çerçeveletip duvara asmaktır. Sonra kalktı, kapıdan çıkarken, geriye dönüp arkadaşlarına keyifle bakarak son noktayı koydu: - Alacağız. Bu para maddi katkıdan çok, keyif verdiği için alacağız. Bağlantı kurulduğunda mutlaka haberim olsun. Başkan çay dağıtmak için içeri giren garsona yol vererek adeta dans eder gibi çıktı gitti... Libero Ümit Özat... Seyircisi hâlâ benimsemedi ama F.Bahçe'de eğer bir makina sözkonusuysa, bu makinanın en önemli çarkı Ümit Özat'tır. Benim anlayışıma göre, Hooijdonk'tan daha faydalı bir sezon geçirmektedir. Son milli maçta da bunu kanıtlamış, milli maçtan sonra lig maçını kaldıramayan Tuncay'a ibret dersi vererek 3 gün içinde iki defa tam kapasite maç oynamıştır. Al ön libero oynat. İstersen ortadan ileri çıkar. İhtiyacın varsa, forvet arkasına koy. Ya da ileri uca sürpriz olarak sok. Yanlardan hangisinde istersen oynar. Vurur da, tutar da. Keser de, atar da. İsterseniz, çamaşırları yıkar, camları da siler... F.Bahçe'de sakız çiğneyerek merdiven çıkabilen 2-3 isimden biridir. Ersun hocanın bile can simidi olmuştur. Ümit Özat "libero olunmaz, doğulur" anlayışının tam bir prototipidir. Ezan sesi Ben iyi ve doğru okunan ezanı kovalayanlardanım. Konuşuluyordu. Oralarda duyduğum için gittim ve dinledim. Size de tavsiye ediyorum. Kendinize birkaç saat zaman ayırın. Vapura binin ve Büyükada'ya gelin. Benim yaptığım gibi yapın ve maden tarafında Hamidiye Camii'nin önünde biraz oyalanın. Sonra duyacağınız ezan sesiyle yıkanın ve dönün. Hoca, resmen hristiyan mahallesinde mevlüt şekeri dağıtıyor. O kadar doğru, güzel ve lezzetli okuyor ki, müslüman olmayanlar bile huşu içinde dinliyor. Sanırsınız ki, gayrimüslim mahallesinde günde 5 defa kandil simidi dağıtmakta... ...Ve herkes almakta. KARA KUTU 1905'te kurulan Galatasaray tarihinin en büyük başarısında imzası olan Fatih Terim ile 1923'te kurulan federasyonun en büyük başarısında imzası olan Şenol Güneş'in kapı önüne konuşlarının "ALTINCI HAFTASI" doldu. Hamama eski tas TRT'de yeni yapılanan Spor Stüdyosu Erdoğan Arıkan'ın mükemmel sunumuyla eski ve anılarda kalmış programın tadını vermeye başladı. Soğukkanlılığı, sağduyulu davranışı, düzgün Türkçesi ve mükemmel tavrıyla Erdoğan Arıkan'ı oraya çok yakıştırdırm. Diğer tarafları tartışılabilir ama sunuş biçimiyle 1975'lerin Spor Stüdyosu tadının tekrar geri geldiğini görüyorum. Ve Erdoğan Arıkan'la bu programda harcı olan biri olarak gurur duyuyorum. S-ÖZ Birlikteyken, aklına söylenebilecek hiçbir şey gelmeyip, ayrı geçen bütün bir gece boyunca daha neler söyleyebilirdim diye düşünmenin adı AŞK'tır. Ümit Aktan POST-IT Kim diyor ki, hakem istedi de Bursa'da anons yapılmadı diye. Bizim depocu Şahin maç oynanırken, kapalının damına çıkıp 3 numaralı bağıra bağıra okuduğunu yeminle söylüyor. Noter tasdikli ifadesini federasyona faksladık. Bıraksınlar Bursaspor'la uğraşmayı. Fikret Üstenci

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.