G.Saray'ın ülkeye sağladığı yerin önemi Morinho'yu Kayseri'ye getirip iç turizme ve futbolun kültürel evrenselliğine katkısı sayesinde anlaşılabilir.
Bu sınıf atlamaktır...
Eskişehir'de rakip kaleye gitmek istememişti top, G.Bbirliği maçında ise rakip kaleye girmek istememişti.
Schalke maçının kadrosunu iki Türk stoper versiyonu ile aynen karşısında bulan topun, bu kez her bulduğunda gol olmaya karar verdiğini gördük. Erken gol planları, ikincisi ise rakibinin umutlarını yerle bir etti.
İlk yarının tamamında tüm ataklarda "proje mimarı" gibi oynayan ve her hamlesi efektif bir gol pozisyonuna dönüşen Drogba'yı hayranlıkla seyretti alem.
Atılanlarda hep var, kaçırdığı ise inanılmaz. Kalesinde birçok kez pozisyon veren ve bulduğu tek fırsatta da Ceyhun'un olmayan "kafacılık" vasfı sebebiyle sonuca gidemeyen son haftaların çıkıştaki takımı Kayserispor, 10 kişi kaldığında ise tamamen bitti.
Rakip kaleye ziyaret ihtimali olan tek adamını da kaybettikten sonra saçma sapan vuruşlar ve paslar denediler.
G.Saray ise çok hareketli ve sürekli yer değiştiren Burak sayesinde rakip defansı da yıprattı, rakip kalenin ağlarını da...
Sabri ise zaten eksik oynayan Hamit'in sakatlanmasıyla oyuna çok katkı verdi.
İkinci yarıyı "aktif dinlenme" ile geçiren G.Saray, Biseswar'ın son dakika golüne rağmen zor bir yerden güle oynaya 3 puanı aldı ve geldi.
Artık belli olan bir gerçek var lig biterken. G.Saray oynamak isteyen, adam gibi top oynamaya çalışan her takımın canına okuyabiliyor. Ancak; geride gömülen ve ana felsefesi "bozmak ve oynatmamak" olan takımlara karşı bir çözüm üretemiyor. Maçı kolay hale getiren Kayserispor'un oynamaya meyilli takımların en iyilerinden biri olmasıdır..
Bir de şunu unutmayalım; bu oyuncu grubu iyi zemin bulduğunda da eksiksiz oynuyor...