ALEXSİLİN!...

A -
A +
"Azizsilin" sonunda yerini antibiyotik kıvamında bir "Alexsilin" tedavisine terk etti. "İki Samet" vardı ortada ve "dünyanın en ünlü tercümanı" unvanı için Mourinho ile yarışan Samet Güzel elini çabuk tuttu ve Samet Aybaba'dan erken davrandı. Gençlik kavramı karışık, hakemler hâlâ en gevrek kurban. Azizsilin" hava alanında topladı etrafına kameraları ve hiç hazırlıksız bir vaziyette tercümanına kendini teyit ettirmek isteyen bir tuhaf duruma düştü, kurumsallıktan dem vurarak... Kendi "hatalarını" açıktan anlatırken, asla "hata" sözcüğü ile isimlerini yan yana görmeye "paranoya" düzeyinde tepki gösterenleri gösterdi bana 2 saatte. "Alexsilin" ise çok iyi hazırlanmış olarak çıktı basın ordusunun karşısına ve açık, net, kıvırmadan ve kendini kimseye teyit ettirme gereği duymadan içini döktü. Biri kendi içine bir kesit attı ve kendi monarşik yönetim biçimini gösterdi. Diğeri ise yönetim biçiminin içini gösterdi, kendi içini de açarak... Giderayak büyük bir iyilik yapan Alex ile gitmeyerek büyük bir kötülük yapan Aziz çıktı karşımıza bir hafta içinde... En delikanlı ise Samet Güzel çıktı. Hem Fenerbahçeliliğini haykırdı, hem de istifasını geri almadan adam gibi gitti. İstifası ile milyonlarca insana şu aşağıdaki büyük harflerle yazılı cümleyi söyletiyor artık Samet ve Alex... Aslında başkanın havaalanında ve ayaküstü ciddiyeti ile yaptığı basın toplantısındaki son sözünü artık camiası ve ona sahip çıkan kitlesi açık açık haykırmaya başladı. Şöyle diyorlar: "BİZ İÇERDEKİ BAŞKANA KEFİLİZ AMA DIŞARDAKİ BAŞKANA DEĞİL..." Spor ahalisinin dilinden düşmeyen bir laf var son aylarda: "Bir konuşursam sokağa çıkamazlar..." Ama "bir konuşan" yok henüz. Son versiyonu ise "haftaya konuşacağım ve rezil edeceğim onları." Yahu; patates bile bazı insanlardan daha onurlu, hiç olmazsa kızarmayı biliyor... Konuş da kızart birilerini artık sayın başkan... Gençler... Beşiktaş kalmış 10 kişi... Maçı bırakmış... Fenerbahçe ise tarihi farkı esirgiyor oyunu yavaşlatarak... Genç Recep veya Salih ise halka arz edilemiyor. Küçük Emrah 50 yaşına geldi. Genç Semih futbolu bırakacak neredeyse. Küçük İbo'nun torunu oluyormuş. Beşiktaş'ın sermayesi, çocuk denilen Muhammet bıyık ve sakallı artık. Ne gençlermiş ama bu küçükler... Sametlerin mor yılı... İki Samet'den biri gitti... Onuruyla mı, ağırına gittiği için mi, yoksa aile baskısıyla mı gitti; kokusu çıkar yakında. Diğerini ise yönetimi "Q yoluna" kurban vermek üzere. İpi de Çarşı çekebilir Trabzonspor maçında. Benim korkum Aybaba'nın kaybedip Quaresma'nın kazanmasınadır. Lig süper, hakemler mazotlu Bizim FIFA hakemlerimiz Avrupa'da başarılı ama Türkiye'de öteki oluveriyorlar ya; müsebbibini arar oldum. Bulduğum bizim ligimizin "tüp takılmış Aston Martin" gibi bir lig olmasından gibi geliyor bana. Biz dünyamızı taraftarı olmayan tek kurum olan hakemler üzerine kurmuşuz da ondan. Ama yetersiz ve muhteris bazı torpilli isimleri de hak etmedikleri şekilde arkadan itip "baba" maçlara veriyoruz ve sonra da altından kalkmışlar gibi gösteriyoruz onları. S-ÖZ: (Günün sözü Yadigar Özgüden'den) Bazılarının milyarlık telefonları var ama 50 kuruşluk "SENİ ÖZLEDİM'' mesajına muhtaçlar... BJK'yı yenen Antep Antalya'ya yenilirse, GS galibi Orduspor Karabük'te zor kurtulursa, FB'yi krize sürükleyerek yenen Kasımpaşa skandal oynuyorsa; demek ki bunlar maç seçiyormuş...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.