Bu başlığım Daum'un Antalya'daki Türk mantığına atıfta bulunmasına bir cevaptır. Çünkü maçın 2-0 olan ve rakibi 10 kişi bırakan FIFA kokartlı yorumuna gelinceye kadar Alman teknik direktör bir dizi yanlışın içindeydi. Üç forvet oynamak, ortadan adam eksilterek gelememek ve orta sahasından kalabalık forvetle saldırmak, üstelik zaman zaman kör döğüşü gibi gitmek bana göre "tipik Alman davranışı" olarak yorumlanabilir. Ayrıca Nobre ve Revrov gelince "Serhat'ı mı yiyoruz?", Serhat oyuna girince bu sefer de "Tuncay'ı mı yiyoruz" sorularını insanların kafasına ben sokmadım. Daum soktu!.. Oysa F.Bahçe'de oyuncular ve özellikle bazı isimler Alman hocanın yanlışlarını ortadan kaldırmak istercesine diri bir futbolla ve kütür kütür oynadılar. Maç başladığında "dakikada bir gol kaçırmak" gibi müthiş bir ortalamayla kolları sıvamışlardı. Van Hooijdonk ve Nobre anormal derecede iştahlıydı. Tüm takım iyiydi ama Hollandalı ve Brezilyalı açlıktan kudurmuş gibiydi. Ayrıca orta alanda hemen hemen hiç top kaybetmeden, sıfır hata ile ve 3 kişilik oynayan Selçuk arkadaşlarından çok Alman'ın hatalı dizilişinin açıklarını da kapattı. Oyunun beğenilen ve hakedilen tarafını oynayan F.Bahçe yarım saha presi mükemmel uygulayarak kalecisi Volkan'ı rakibine yakından bile göstermedi. 27'de Nobre topu içeri dürttüğünde F.Bahçe'nin taktiği değil iştahı öne geçmişti. Sonra Bülent Demirlek'in henüz dumanı tüten FIFA kokartına rağmen rakip cezaalanında asla veremeyeceği penaltı ve kırmızı kart kararı Rizespor'u 10 kişi, skor tabelasını 2-0 ve tekrar maçını da keklik yapmıştı. İkinci yarıda bir kişi eksik oynayan Rizespor önemli sıkıntılar yaşadı. Çok çabuk top kaybettiler ve kaybettikleri her topu da kendi kalelerine kadar sadece kovalayabildiler. F.Bahçe ise hocasının hatalarına rağmen futbolcularının iyi mücadelesi ve bütün bunlara eklenen olağanüstü seyircinin güçlü desteğiyle maçı halletti. Oyunun sonlarında yorulan F.Bahçe'ye karşı Duro ile golü bulan Rizespor ve ardından yine Van Hooijdonk - Nobre ikilisinin farkı açan iki golü oyunu süslemekten öteye gitmedi. Çünkü eti budu belli olan Rizespor'un direnci penaltı ve kırmızı kart pozisyonunda zaten kırılmıştı. Aslında bu maçı aylar önce Ali Aydın halletmişti zaten!..