Ev sahibi Aslan olarak çıkmıştı ama konuk olan boğa gibi oynadı ama sincap gibi bitirdi... Hakem Aslanboğa ise bir felaketti... Maç başladığında sanki sıkıntılardan gelen takım Gaziantepspor değilmiş, üstelik sanki paraya boğulmuşlar gibi iştahla ve istekle oynadılar oyunu. 11 kişi topun arkasına geçti, duran toplarda 11 kişi vardı kaleci Mahmut'un önünde. Galatasaray'ın en arızalı tarafı olan yanını zorladılar; kapalı defansa atılacak final pası derdi nedeniyle rakiplerini kilitlediler. Amrabat'ın hayal kırıklığı ucun sol tarafını, Eboue'nin fantezi merakı da savunmanın sağ tarafını battallaştırdı. Umut ve Burak da nefes alacak hava bulamamacasına sıkıştırılınca, debelenip durdu Galatasaray. Duvar yok, şut yok, ağız tadıyla kaçmış bir pozisyon bile yok ilk yarıda. Var da konuk takım adına var... Devre arasında da Fatih Terim kemendi atıverdi Amrabat'ın boynuna. İkinci yarı Engin'in de katılmasıyla dayanılmaz bir baskıyla başladı. Golü bulana kadar durmayacak gibi bir kararlılık açıkça hissediliyordu. Durduran Suat Aslanboğa oldu ve bir kaza golü ile bu sahada puan alabilen tüm takımların yaptığının aynısını yapan Gaziantepspor maçı cebine koydu. Kusura bakmayın ama; her faul atışı için en az 2 dakika konferans tertip eden ve konuk takımı bir atış için ikna etmek zorunda kalan ve de bu nedenle oyunun akışını hep yavaşlatan hakemin acemiliğini eleştirmek zorundayım. Çünkü kararlıydı... Bir golden fazlasına izin vermeyecek gibi bir hali vardı maçı tamamlarken... Fırat Aydınus bir hata yaptı ama Suat Aslanboğa birçok..