Ayinesi iştir kişinin...

A -
A +

Futbol Federasyonu "işaret" edilmiş olabilir. O takdirde, bu özelliği bir nitelik sayamaz mıyız?.. Devlet katında yasaları oluşturmak, uygulamak ve refleksleri daha çabuk kullanmak konusunda "işaret" edilmiş olmayı bir avantaj sayamaz mıyız?.. Hepsi "iş adamı" olan bir yönetimin "futbol adamlığı" konusunda sıkıntıları olsa da, güçlerinin çok yukarıda olduğunu görmezden gelebilir miyiz?.. Kulüpler baskı yapmazlarsa iş yapmak ve işi kotarmak konularında çok hamleci olacaklarını düşünmeden edebilir miyiz?.. Geçmişte yapılmış çok hata vardır, o nedenle; yeni bir hata yapmakta ısrar etmenin ne anlamı vardır ki, diyerek sorgulamadan önce daha sabırlı ve birinci dakikada eleştirmekten kaçınmalı mıyız?.. Bu taraftan umutluyum... Aslında 48 saat sonrasında ve pazar gecesinin bir yerine kadar umutluydum... Amaaa... YOĞURTLU ISPANAKLAR Pazar günü Türkiye futbolu birbirine girmiş ve her yer kar kıyamet... Mesela Telekom gelmiş İstanbul'a ve Alibeyköy maçı erteleniyor. Ertesi gün kim temizleyecek ki o stadı?Allah'a emanet bir erteleme. Bütün mesele ertesi gün hava açarsa oynanacak bir maç yani. Adıyaman da öyle. Daha fazlasını da sayabilirim. Deplasmana gidenin masrafı ve nasıl döneceği de kimseyi ırgalamıyor. Hadi onları geçelim... Ya Konya... Bu takımların biri çok önemli, diğeri daha önemli bir maç oynayacak. Üstelik kalkamayan uçaklardan biriyle veya zincir takmış bir otobüsle İstanbul'a dönüp, oradan Leverkusen'e gidecek. En önemlisi, bir otel odasında görev paylaşımı hâlâ bitmemiş olacak ki, Federasyondan bir yetkili telefona çıkıp dinlemeye tenezzül bile etmiyor, kendisini oraya oturtan ekibin başındaki adamın kulübünün bir yetkili yöneticisini... Şeffaf, açık, ortada ve herkesin önünde haa... Güldürmeyin beni. Bir kriz masanız bile yok ve Türkiye futbolunun halini sıcak bir otel odasından izliyorsunuz. G.Saray'ın sesi fazla duyulmuyor, ya da siz başkalarının sesine programlısınız galiba... Türkiye'nin statlarının yüzde sekseni "yoğurtlu ıspanak" gibi ve Konya ise sadece yoğurt. Ispanağı bile yok ortada. >> Beşiktaş John Steinseck'in ünlü "Fareler ve İnsanlar" romanının Lenny karakteri vardır hani; bilen bilir, gücünü kontrol edemez de çok sevdiği şeyleri severken öldürür. Hoşlandığı kadını bile... İşte Beşiktaş taraftarı... Sevgililer gününde tesislere sevgilisi Beşiktaş'ı ziyarete gelen aşıkların pankartı ne güzeldi... İnönü'de skora endeksli aynı insanların küfürleri de ne kadar iğrençti... Hak etmediler mi Başkanın cevabını? Onlar, birer modeldiler İnönü Stadı'nda cumartesi gecesi... Oysa 14 Şubat'ta Ümraniye'de birer sanat eseriydiler. "Hissedilerek çizilmiş bir portre, bir sanatkarın portresidir, adi ve sıradan bir resim ise bir modelin resmidir" demiş ya Oscar Wilde. Ondan işte... >> F.Bahçe ve G.Saray Ezeli rekabetten filan değil, F.Bahçe burnundaki G.Saray'ın Kalamış Tesisleri'nden söz ediyorum. 14 Şubat gecesi dostlarımla müthiş bir gecenin ve damak zevkinin doruklarında dolaşmanın keyfine vardım GS tesislerinde. Yenilmez sutopunun mimarlarının eli değmiş oraya ve üstelik ağırladığım dostlarımın bir çifti FB'nin, diğer çifti de BJK'nin kongre üyeleriydi. Çekinerek geldiler ve şükranla ayrıldılar. Tuttuğunuz takım ne olursa olsun, oraya bir uğrayın derim ben... >> Kış gecesi için soba başı kestanelik sözler Tekrar tekrar okunması gereken ve düşündüren eğlencelik yorumlar... Bir adam güzel bir kızın yanında bir saat oturursa bu ona bir dakika gibi gelirmiş... Ancak, yanan bir sobanın üstünde bir dakika oturursa, bu da ona bir saat gibi gelirmiş. İşte görecelik veya rölativitenin bilimsel olmayan açıklaması. Akılsızlar, hırsızların en zararlılarıymış, çünkü neşenizi, mutluluğunuzu ve en önemlisi zamanınızı çalarlarmış... İnsan işine, işsiz kalıncaya kadar sövermiş... Sakin bir denizde herkes kaptan kesilirmiş... Büyük işlerin sahipleri, küçük işleri büyük titizlikle yapacak sabrı olanlarmış... Güneş; çevresinde dönen ve ondan her şeyi bekleyen onca gezegene rağmen, yapacağı başka hiçbir şey yokmuş gibi, bir salkım üzümü olgunlaştırmaya uğraşırmış... Hayat ileriye doğru yaşanıp geriye doğru anlaşılabilen bir şeymiş... Senden daha zeki insanları işe alırsan, onlardan daha zeki olduğunu kanıtlarmışsın... Bir şeyler yapmalıyım, her zaman bir şeyler yapılmalıdan daha çok sorun çözermiş... Gerçek çılgın önce mahmuzları, sonra atı satın alırmış... >> POST-İT "İki kişi arkadaş, üç kişi kalabalıktır" derler... İki arkadaşın konuşması Rize'den Türkiye'nin gündemine sıçradı da, toz duman arasında G.Saray Konya'dan ettiği telefona bir muhatap bulamadı. Yani Rize düştü ama TFF meşgul verdi... (Ümit Aktan) >> S-ÖZ Her yıl bir Bakan doğuyor olabilir. Bulabilirsiniz. Ama her yıl bir şair, ya da gerçek bir maç spikeri doğamıyor ne yazık ki... (Ümit Aktan) >> "Hayat bir tiyatro oyunudur. Parası olan iyi yere oturur... Ligimiz de bir tiyatro kıvamında gidiyor. Sivas ve Trabzonspor'un biletleri karışmış sadece!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.