B planımız yoktu

A -
A +

Maçı tahlil etmeye çalışırken, Ersun Yanal ve Hakan Şükür meselesini bir yana bırakalım. Ona yazının sonunda değiniriz. Her türlü durumda rakibin bir B planı vardı ve uluslararası deneyimi ise en üst düzeydeydi. Bizim bir tane planımız vardı. Koşturmak... Ha bire koşturmak. Zaman zaman da koşuşturmak. Aşırı konsantrasyondan gaza gelmek. Maçın başında ilk 30 dakika 11'e 11 oynarken, sağa sola koşturan ve yürekten mücadele eden ama rakibin dar alan kıskaçlarından bir türlü çıkamayan Milli Takımımız oldu. Maçın başındaki gazımız kaçınca, Ersun'un yalandan hücum eden takımı, hücum presten yoksun kalıp pejmürde görünürken bir de üstüne geriye düştü. Bunun altından kalkamayız derken, en önemli silahları Gronkjaer oyun dışında kalmaz mı? Şansa bak!.. Mahallenin şık abilerine karşı bir fazla ve herkes ayağından gelenin fazlasını yapıyordu. Fatih ortaya fazla çekildiği için sayısal dengesizliği çok koşarak kapatmaya çalışıyoruz. Çok koşmak yerine rakibin hazırlığı olmayan bir proje üretmek, ne bileyim araya oynamak, kontra atmak, yani bir sürpriz üretmek falan.. Dedim ya B planımız yoktu. Rakibin 10 kişiliğine göre ilk projeyi ikinci yarının başında üretebildik. 10 kişilik rakibi Tuncay'la "Fiştiklemeye" çalışmak bile gecikmiş bir düşünceydi ancak pratiği az, refleksleri zayıf hocamız bunu geliştirmek için soyunma odasını bekledi. Zaten burada herkes Can Çobanoğlu'nu hoca, Ersun Yanal'ı ise masör sanıyor 3 gündür gurbet illerinde. Beraberlik golünü bulmak ve bir de penaltı kaçırmak, 10 kişi kalmış bir rakibe karşı iyi mücadele ettiğimizi, ama asla bir sistem dahilinde oynamadığımızı gösteriyor. Servet, Ümit, Nihat ve Gökdeniz, bir de Okan ve Emre'yle anormal çalıştık. Ama sadece çok çalıştık. Çocukların amacı hocalarını kurtarmak, biz vatan hainlerine haddimizi bildirmekti. Ama zekâsını topa veren, silah diyebileceğimiz, üstelik rakibin saygı duyduğu bir adam var mıydı sahada? Hakem şansı, seyirci faktörü, hava şartları hep yanımızda, ancak Kazakistan'ın ilk yarısı ile Danimarka'nın ikinci yarısında Hakan Şükür'ü oynatmak yerine bu çapta birine evde maç seyrettirmek Ersun Yanal'ın yalan kadrosunun ayıbını ortaya dökmüştür. Bana göre maçta da, grupta da bir B planımızın olmaması sıkıntısını yaşamaya mâhkûmuz biz. Yatıp kalkıp 6 eksikle oynayan Danimarka'nın maçın içinde de bir eksik kalmasına dua edelim. Zaten en büyük duayı da Hakan Şükür'den alıyor bu takım

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.