Başkan toplantı yaptı!..

A -
A +

--------------------------- Galatasaray sükut-u hayal limitlerini çoktan geçti, bir yıkıma doğru gidiyor. Her saniye onarımı mümkün olmayan bir tahribatın eşiğine sürükleniyor. Felaket kapısında bekleşiyor. Sahipsiz bir teknik kadro ile başıbozuk bir oyuncu grubu tek problem gibi görünüyor ama aslında problemin en büyüğü "kutsal değerlerin" birer birer katledilmesi. Kupanın kaybedilmesi ve "ligin komiği" durumuna düşmekten daha öteye olanı vitrindeki malın çürük çarık olması... --------------------------- Galatasaray Kulübü'nün "takati tükenmek üzere olan" başkanı son maçın skoru üzerine bir toplantı yapmaya karar verdi. Doğal hakkını kullanmak istedi... "Topla herkesi geliyorum hemen" dedi Adnan Sezgin'e... O da ulaklar saldı ve "regenerasyon" çalışması yarım kesildi ve takım toplantı salonuna alındı. Biri sakat olmadığı halde İngiltere'de olan, diğeri sakat olmadığı halde orada bulunmayan iki yabancı ile parası muntazam ödenmekte olan bir üçüncü yabancısı o sırada toplantının yapılacağı şehri bırakın, ülkede bile değildi! Gelemediler... Takımın kaptanının ayrı bir idman programı vardı; iptal etti ve geldi. Geldiğinde toplantı başlamıştı! Teknik kadro başkanı önden buyur etti ve tam içeri gireceklerken, başkan dedi ki: - Siz dışarıda bekleyin... Başkanın oyuncularla toplantısından teknik kadronun haberi yok henüz. Ayrıntıları basından öğrenecek! Daha önce saha içinde yumruklaşmaya kalkan iki oyuncu ile son maçta sahada başlayıp soyunma odasında devam eden yumruklaşmanın aktörleri ayrı köşelerde oturdular. Oyunculardan birinin kanamış burnu şişmiş, gözünün altı mosmordu ve bu kesinlikle rakiple değil, kendi takım arkadaşıyla girdiği "ikili özel mücadele" nedeniyle olmuştu! Takımı saydı başkan, bir eksik çıktı hep... Yabancılardan "Türkiye'de bulunabilen" bir tanesi orada yoktu. Sordu. Dediler ki "Başkanım Çek ile Kolombiyalı kavga etti, Güney Amerikalı eşyalarını alıp gitti!.." "Bulun" dedi... Dediler ki; "Cebi yok, ya da var da numarası bizde yok. Ev telefonunu da bilmiyoruz..." Toplantı tamam olsun diye Florya"nın ara sokaklarında Pino'yu aramaya ekip çıkardılar ve bulamadılar... Onun da toplantıda olanlardan haberi yok henüz... Toplantıdan çıkan başkan hemen haber saldı takımın elinde kalmış geleceğine yönelik tek pırıltı hakkında: "Kupa çeyrek finali rövanş maçı için yeni statta hiç bilet satılmadıysa indirin 35 liraya da birkaç kişi gelsin bari!" SONUÇ İçine düştükleri durumu; medyanın fırsat bilip, beline beline vurmasını vurgulamak için kaleme aldım. Son gelişmeleri abartarak yazdım; çünkü medyanın duruşuna bakarsak, kulübü kapatıp, futbol şubesini lağvedip yok olması gerekir yönetenlerin... Olayımın "gerçek kişilerle" ilgisi yok... Ama Galatasaray bünyesinde de uzun zamandır "gerçek kişiler" yok!.. Bu yazı Romanya'nın uyduruk bir internet sitesine düşen bir haberi hemen alıp manşetlere taşıyanlara yazılmıştır. Onlar haklıysa onları yalanlayanlara yazılmıştır. Yukarıda yazılanların hiçbiri olmadıysa, o zaman daha büyük bir problem vardır ki; ona başkan bile çare bulamaz: "Türkiye bir olmuş Galatasaray'ın kuyusunu kazmaya, koca tarihi o kuyuya defnetmeye çalışmaktadır..." Erken teşhis hayat kurtarır... Galatasaray"ın bir problemi de, isabetli, doğru ve hemen teşhis koyamaması. Erken teşhis basit bir sivilceyi kansere dönüşmeden fark eder ve yok eder. Tersi ise, sivilcenin adam öldürdüğüdür. Çoktan başlaması gereken olan tedavi için bu akşam olası bir kupa felaketi ve Arena üstünlüğünün de Fenerbahçe'ye kaptırılması bekleniyorsa, solunum cihazına bağlı bir ameliyat yapılmaya kalkışılacaktır ki; oradan sağ çıkan henüz olmamıştır... Fener "alırım anahtarını" diyor... "İkinciliği gizli birinciliktir" demiştim geçen hafta. Şimdi "yakınında kimseyi istemez" diye devam ediyorum. Fener "bu lig benim" diyor. Trabzonspor "varım" diyor ve resti görüyor iki üç haftadır. Bursa "unvan hâlâ bende" demez mi son maçında ve deplasmanda!.. Gaziantep "siz beni hâlâ saymayın, görürsünüz gününüzü" diye açık açık haykırıyor. Bu adayların arasından sıyrılmak daha kolayına geldiğinden en tepedeki Fener gittikçe efeleniyor. Ve diyor ki... "Gel yarışalım, ama anahtarına" diyor artık. S-ÖZ Alemin tenceresi kapalı kaynar, et mi kaynar dert mi kaynar?.. POST-İT Hiddink sonunda Mehmet Topuz'un formunu ve enerjisini fark etmiş ve onu kadroya alacakmış! Fark etmediyse de belki fark ettirilmiştir... Ya Topal... Bir Bilbao maçı oynadı ve muhteşemdi. İki gün sonra Barcelona karşısına çıkacak ve Messi ile oynayacak. Bizde oynayamaz ama... Çünkü bizim Kazım'ımız var!.. "Ruh bağları kopmuş", diz bağlarından beter, aşil tendonları bunalımda, beyin kas koordinasyonları özürlü, manen stres kırığı yaşıyorlar. Bilin bakalım bu takım hangisi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.