Ersun, Bana kızdığını ve artık hiç sevmediğini iyi biliyorum. Ama ben seni hep seviyor ve hocalığına inanıyorum. Aynı zamanda kendinle yeteri kadar yüzleşemediğine de inanıyorum. Ammaa, Nedendir bilinmez, ya da sadece senin bildiğin nedenlerle ortaya koyduğun inatlaşma, sağduyu ile olan ortaklığını çoktan bozdu. Israrın "sevk ve idare"biliminde bir eksiklik olduğunu kanıtlar boyutlara ulaştı. Seni "gergin, tedirgin, sinirli" görüyorum. "Kendinden eminsin" gibi görüntünün "satır arası"ise tamamen "kendinden şüphen" olduğunu ortaya koyuyor. Ömer Güvenç'i terslemeye çalışırken de, bu üstünde asılı duruyordu. "Bazı maçlara gidemeyen" bir Milli Takım Teknik Direktörü şablonu sana hiç yakışmıyor. Bu yakışıksızlık seni acıtıyor Ersun... "Yardım maçına" bile almadığın adamı, "yardım maçlarının" en üst düzeyine davet ettiler. Üstelik, öyle "tekaütler maçı" filan değil, basbayağı "faal topçuların en iyilerinin" oynayacağı bir maça. Belli ki, bu bile seni acıtıyor... Umut saçman, pes etmemen doğru ama, bedenin ve gözlerin, "o maç fazlası" durumu ve hiç hesaba katmadığın Gürcistan maçını, lidere gidecek olma vaziyetini açıkça söylüyor. Belli ki buna da için acıyor... Senin insanlığını biliyorum ama grup liderliğinden "şüphe" duymaya başlamıştım, artık maalesef eminim. Sen "hayal satan"birisi, hiç olmadın. Şimdi satmak bir yana ticaretini yapıyorsun. Sen de, başkanın da iyi biliyor ki, siz bu federasyonu, "Avrupa Kupası'na gidememiş" olarak almadınız, "Dünya Kupası'na gidebilmiş" olarak aldınız. Ayrıca eskisi, son maçın yani "Letonya barajının son 10 dakikasına kadar" gidebiliyor durumdaydı. Siz ilk maçın yani "Gürcistan'ın son 10 dakikasında gidemez" durumdaydınız. Bu da seni acıtıyor dostum. Ve en başta söylediğim gerçek oldu, sen Hakan Şükür'ün altında kaldın. Bilimselliğin sonu ilkelliktir Bilgisi olan oyuncular. Yeteneği olan oyuncular. Gücü olan oyuncular. Fikri olan oyuncular. Dört unsuru bir araya getirenler, dünyada bile çok az bulunuyor. Bilgiyi tecrübeyle geliştirebilirsiniz. Yeteneğe yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Varsa var, yoksa yok. Gücü, yarışmacı iken ve yarışmanın her anında geliştirebilirsiniz. Fikri olmak ise antrenman bilimi veya çalışma düzeni ile sağlanamaz. Oyun oynanırken, maçın her anında "mutlaka bir fikri" olan oyuncular, futbolun "creme de la creme"yani krema tabakasını oluştururlar. Mesela; Alex'in sahada olduğu zaman, iki düdük arasında, mutlaka bir fikri vardır. Üstelik, Brezilyalı'nın "kimsenin tahmin edemediği" bir fikri vardır. Diğer üç unsur da pek az sayılmaz. Sergen'in yeteneği çok fazladır ama fikrini zaman zaman pek belli eder. Bazen, demode bir "mouse" tuşu gibidir. Güç konusunu ise hiç tartışmayalım. Söylendiğine ve gördüğümüz kadarıyla Ribery'de de dört unsur fazlasıyla varmış. Ama çok genç. Biraz da gördük Fransız'ın fikirlerinden Rize'de. Bunların arasına Anelka girer. O, bir meçhul değil. Kariyerinden bildiğimize göre dördü de var onda. Ama, Anelka beşinci unsuru da araya sokanlardan biri. Onun, takımın hocasına olduğu kadar, "pisiko - neurotik" sorunlarından ötürü, Haydar Dümen tarzında bir başka hocaya da ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Ancak, işlerin iyi gittiği bir takıma geldiği için "çıkıntılık" yapmayacak kadar da zeki olduğunu biliyorum. Dünyanın en iyisi veya en birinci forveti sayılmayabilir ama Hakan Şükür bana göre "dünyanın en iyi savunma yapan forveti" apoletiyle dolaşıyor. Fakat fikrini gizleyebilse, fikrini belli etmeden aklından geçenleri uygulayabilse, belki Milli Takım hocası bile (şayet gözü dönmemişse, ki dönmüş) iknâ olabilirdi kalitesine... Hânı yağma sizindir Yıllardır Beşiktaş "üçüncü reyting" kategorisine yerleşmişti. Ama Rıza'nın gelişiyle farklılaşan, gelişen "veren ve alan" çok renkli bir takım durumuna geldi Beşiktaş. Gençler maçında o ağır sahadaki oyun... Denizli karşısında o hırs, o azim, o iştiha... Tümer'in penaltı kaçırdıktan sonra damarları dışarı fırlayan, kızarmış patates görüntüsü... Tekmeye kafa sokanlar topluluğu... Rıza'nın takım yapmayı başardığı takım... Beşiktaş, Rıza ile birlikte top oynamayı bıraktı, maçları yağmalamaya çıkıyor. Saldırıyor... Topu ısırıyor... Sahada azaldıkça "çoğalıyor" Beşiktaş... Ganimet peşinde Rıza'nın arkadaşları. Reytingi yükseliyor Beşiktaş'ın, farkında mısınız? Rıza bir grup insanı takım yaptı. Seyretmesi zevk veren koca Real Madrid hocalarının milyonlarca euroya yapamadığını yaptı Rıza. Ve bizi nasıl bir G.Saray - Beşiktaş maçı bekliyor hissedebiliyor musunuz? Hani G.Saray - Beşiktaş'ın oynayıp, F.Bahçe'nin kazanacağı şu maç... İki hafta sonraki... Bu hızla gidersek Albert Einstein'a sormuşlar: "Birincisini uçağın keşfi, ikincisini atomun kullanması bitirdi. Üçüncü Dünya Savaşı neyle yapılacak, ne savaşı olacak ve nasıl bitecek?" Kuramsal fiziğin dâhisi cevap vermiş: "Üçüncü Dünya Savaşı'nın nasıl yapılacağını bilemem ama teknoloji bu hızla giderse; şuna eminin ki, Dördüncü Dünya Savaşı, taş ve sopayla yapılacaktır." www.enterinetnohta.gom Bugün bilimsellikle ilkelliğe takıldım. İkisinin ne kadar yakın olduğunu gördüm. Bilime inanan ama, bilgisine su veremeyen dili kaybolmuş bir hocanın bilgisayar adresidir verdiğim. "gontrol es" yaparsanız "seyif" edersiniz. Anter tuşuna basmayı unutmayın ama... Var mısın iddaaya... Bir kupon sahibi Neşet Karakaş.Hepsini bilmiş, bir sürü parayı kazanacak ama Beşiktaş - G.Birliği maçında kural hatası yapılacağını bilememiş. Maçı tekrar ettirecekler ama Neşet Karakaş'a diyorlar ki, "Tekrar bizi ilgilendirir, seni değil." Öğrendiğime göre çok mağdur varmış bu konuda. İddacılar, ya "maç bitmeyebilir" veya "hakem hakemliği bırakabilir" seçeneği koyun, ya da federasyon tescilini, yani tekrarın sonucunu geçerli kabul edin. POST-IT Duyuru "Hepimiz kuralına göre oynayacağız, yazacağız ve konuşacağız" diyerek başlattık biz bu kampanyayı. "Kuralına göre yöneteceğiz" yoktur reklamda. Kural ihlâlinin "hepimiz kuralına göre" ile aynı haftaya rast gelmesi tamamen tesadüftür ve federasyonumuzla ilgisi yoktur. (Levent Bıçakçı) S-ÖZ Gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi... Gençler erik ağacına çıkabilseydi, ağaçtan kiraz yiyebilseydi, yaşlılar FIFA menajerlik oyununun tadını anlayabilseydi diye de yuvarlayabilirim. (Ümit Aktan) Bilimselliğin fazlası insanoğlunu ilkelliğe doğru sürükleyecek gibi. Baksanıza; en bilimsel hocayı, Hakan'ın dedesinin vefatı kurtardı. Allah rahmet eylesin dedeye ve Ersun'a