Bir 'bilen' mi bir 'kaybeden' mi?

A -
A +
>> Dünyanın Kupası sonuna doğru adım adım geliyor, ama bu arada  'Bir Prandelli analizi' yapmak da şart oldu. Beni besleyen kaynaktan alıyor ve aktarıyorum ama kişisel fikrim Galatasaray'ın bir 'Looser' yani 'kaybeden' daha getirdiğidir takımın başına...

Kaynağımın analizini adresini ve yapanı da ifşa ederek buraya taşıyorum...Prandelli futbolu bıraktıktan sonra Atalanta'nın genç takım antrenörlüğünü yapmaya başladı. 1993 yılının kasım ayında Atalanta Teknik Direktörü Francesco Guidolin'in görevinden alınmasının ardından geçici olarak sezon sonuna kadar takımın başına getirildi. Ancak Prandelli mavi-siyahlıların küme düşmesini engelleyemedi. Üç sezon daha genç takımı çalıştırdıktan sonra 1997-98 sezonunda Lecce'nin başına geçti. Burada beklentileri karşılayamayan Prandelli, Ocak 1998'de takımdan kovuldu.
İtalyan teknik direktör 1998-99 sezonu başında Serie B takımlarından Verona'yı çalıştırmaya başladı. Takımdaki ilk sezonunda sarı-mavilileri 66 puanla şampiyonluğa taşıyarak, Serie A'ya yükseltti. Ertesi sezon ise takımını ligde 9. yaptıktan sonra Verona'dan ayrılarak, küme düşen Venezia ile anlaştı. Prandelli Venezia'yı da üst lige çıkardıktan sonra, 2001-02 sezonunun başında ligde alınan kötü sonuçların ardından görevine son verildi.
Takım çıkarmakta üstüne yok ama çıkardığı yerde de hiçbir başarısı yok...
Sonra Parma'ya giden 'abimiz' takımı Şampiyonlar Ligi elemelerine kadar götürmeyi başardı, ama Rangers'a elendi. Sonra Fiorentina'ya geçti. Orada başarılı 'gibi' oldu ancak sezon sonunda yaşanan 'Calciopoli' skandalı (bildiğiniz şike) sonucunda Fiorentina'nın 30 puanı silinerek 9. sıraya düşürüldü. Ayrıca Şampiyonlar Ligi'nden men edilerek, ligde 2006-07 sezonuna eksi 19 puanla başlamasına karar verildi.
Acaba ne gibi bir artısı var diye bardağın dolu yarısına bakalım şimdi de:
Prandelli, puan cezası alarak eksi 15'e düşürülen takımı Mor Menekşeleri lig sonunda 6. yaparak, UEFA Kupası'na götürmeyi başardı.
Fiorentina'nın yükselişi 2007-08 sezonunda da devam etti. İlk 12 hafta mağlubiyet yüzü görmeyen 'Mor Menekşeler', ligi 66 puanla 4. sırada tamamladı ve üçüncü eleme turundan itibaren Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazandı. UEFA Kupası'nda ise yarı finale kadar çıkılmasına rağmen, finale yükselme şansı Glasgow Rangers karşısında penaltılarda alınan 4-2'lik sonuçla kaybedildi. İtalyan teknik adam bu başarılarının ardından İtalya'da 2008 yılında 'En İyi Teknik Direktör' ödülüne lâyık görüldü. İnsanlık artısı ise çok olumlu. Eşinin ölümcül hastalığını öğrendiğinde mesleğini dondurup kalan günlerinin tümünü ona ayırması beni çok etkiledi.
İnsan buradan sonra sıkılmaya başlıyor...
Yahu...
Kardeşim...
Bolulu Hasan Ustayı getirseler daha çok işe yarardı. En azından tatlı yer tatlı konuşurduk...
Enkidu AKTAN
Production Coordinator & D.I. Editor

POST-İT:
Cezayir son 16'ya kaldı ama oynadığı oyun kabul gördü ve ülkelerine döndüklerinde üstü açık bir otobüsle tur attılar şehirde...
Biz dünya üçüncüsü olmamıza bir maç kala 'hocayı değiştirip' Türkiye'den birilerini göndermeyi teklif etmiştik...

Niye bir İtalyan?
Ülke karakterinde sorun var.
Mussolini'nin tehditleriyle 1934 ve 1938 dünya kupalarında, hatta adını barış güvercininden alan Paris'in 'Colombes' stadında Nazi selamı sonrası alınan Dünya Kupası'nın nasıl kazanıldığını biliyoruz...
Ülkesinin hiçbir kazanılmış savaşı yok ve tek kahramanı ise direnebilen tek adam olan ve kaybeden 'Garibaldi...'
Hiçbir İtalyan'ın saldırı mantığı yoktur, olamaz ve olamamıştır...
Onlar sadece direnmeyi ve yapabildikleri kadar savunmayı denerler...
O nedenle seçim; yanlış bir seçimdir...

S-ÖZ: 
'Hayat tatlı ve güzel bir yalan, ölüm ise acı bir gerçek...'

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.