Trabzonspor seyircisiyle buluşunca havaya girmiş, G.Saray'ın havası ise arızalı. En azından, "milli yorgunu" daha fazla olduğu için, milli yorgunu hiç olmayan Trabzonspor'a karşı sorun yaşama ihtimali daha yüksek. Bu faktörler oyun içinde zaman zaman açıkça görüldü ama teknik kadrosu bunu pek değerlendiremedi G.Saray'ın. Oyunun geneli, rakibini dar alanda zorlamaya çalışan takımın lehine olacak gibi. Zaman zaman antrenmanların 5'e ikisi gibi durumlar da oluştu. G.Saray, kopuk kopuk da olsa dişlerini göstere göstere geldi ama oyunun hiç bir anında ısıramadı Trabzonspor'u. Önde baskı yaptıkları için rakibini bozdu, çok da top kaptı ama final pasları yanlış olunca pozisyonsuz bir baskıyla yetindiler. Sağ kanatta oyunda kaldığı süre içinde Yattara, topla fazla oynadığı için solda da Gökdeniz taşıyarak geldiği için etkisiz kaldılar. İki takımın da başarabildiği tek şey, bir birlerine pozisyon vermemekti. Koca maç aman aman bir pozisyon olmadan eridi gitti. İkinci yarının büyük bölümünde Arda'ya ve bölgesinden pek çıkamayan Hakan Balta'ya milli yorgunluk fena halde basmaya başladı. O bölümlerde Feldkamp da gecikince, Trabzonspor daha etkili kontra çıkışlar yapma şansı buldu. Trabzonspor daha diriydi çünkü çok stresli iki milli maçtan hiç yıpranmadan gelmişti. Son 10 dakikada "Eldeki kuş, daldaki kuştan iyidir" tavrıyla hücuma çıkışları ve gol arayışlarını olabildiğince riske girmeden yapan iki takım, ortasını ve gerisini getiremediği için yalandan hücum eder gibi gözüktü. Maç biterken, küçücük ve çabucacık bir adamın 25 metreden attığı ve maçın tek isabetli şutu olan vuruşun gol olması, maçın sihirli anı oldu. Çünkü bu çocuk 86 doğumlu, çok çabuk ve sadece top oynamayı düşünüyor. Futbolun hiçbir sahtekarlığında da yok. Onun mertçe mücadelesi, biz yazıyı tamamlamaya hazırlanırken G.Saray'ın kaderini de, ligin tepesini de değiştirdi. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, G.Saray maçın sonunda daldaki kuşu alıp giderken, Serkan Çalık'ı Türk futboluna emanet etmiş ve bir daha Trabzon'da üç puanı kolay kolay kimsenin alamayacağını bizzat yaşayarak göstermiş ve dolayısıyla "çuvalla puan" kazanmıştır. >> BENİM YILDIZIM Hiç tartışmasız 90 dakika sabun gibi rakip yarı sahanın her yerine basan, geriden top alan, bir de üstüne üstlük müthiş vuran Serkan Çalık, maçın yıldızı olmuştur.