G.Saray üç kere Ali Sami Yen'de geri teptiği liderliği bir günlüğüne bile olsa Antalya'da dördüncü seferde ele geçirdi. Üstelik hiç bir şey oynamadan. "Bir şey oynamayan bir takım nasıl kazanır?" derseniz, ancak "rakibi hiçbir şey oynamazsa" derim. *** Yanlış dizilen, orta sahayı rakibine veren, aynı golden iki tane yiyen bir takım galip geldiyse, bunda rakibinin kazandığını sandığı anda başka yollara sapması ve hiç oynamadan maçı alıp götürmeye çalışmasının etkisi vardır. Çünkü, taca - kuşa top atarak, yere yatıp kalkmayarak, bu kadar usta oyuncuları olan bir takımı, üstelik yürüyerek oynasa bile, yine de yenemezsiniz. İşte Antalyaspor'un yanlışı buradaydı. *** Oysa; direkleri kırdığı üç pozisyonda, G.Saray defansının ve orta alanının inanılmaz savrukluğunda maçı alması içten bile değildi. Yediği 2 gol de arada karbon kağıdı var gibi birbirinin aynısıydı. Ofsayt taktiği için hamle, ancak tuzağa düşürmek için yapılır, tuzağa düşmek için değil. Antalyaspor iki kafa golüyle hiç beklemediği şekilde ve çok erken bir zamanda maçı kucağında buldu. Ama kucağında bulduğu maçı besleyip büyütecek gücü yoktu. .. ve ne zaman ki, geri düştü, tekrar top oynamayı hatırladı. Ama o zaman da atı alan Üsküdar'ı geçmişti. Ev sahibinin yapması gereken ortadaki 30 dakikayı çok iyi oynamaktı. *** Sonunda Galatasaray, Ali Sami Yen'de yaşayamadığı lezzeti gitti Antalya'da yaşadı ve geceyi lider olarak geçirdi. Ama bu anlayışla ne pazartesi lider olabilir ne de ilk yarı sonunda.