Bu gruplardan birini seçmeye hazırız artık. Aslında biz değil de bizim adımıza, adımızı kirletmekten çekinmeyenler seçecek. Şunun şurasında ne kaldı ki?.. Kulüpler Birliği atacağı oyu belirledi ve takım oyunu oynayacak delegelerine kimi seçeceklerini işaret etti. Hakem cemaati de öyle, alt yapı dernekleri filan da öyle... Hocalar ve oyuncular da çok şükür sonunda kararını verdi. Yani... "Demokrasi var ama benim istediğim kadar..." Adaylar arasında şöyle bir dolaşalım bakalım. >> ULUSOY Eski başkan bayağı önde görünüyor. "Okuma şiddeti" konusunda, tam 7 yıldan fazlasında kulüp ve ülke bazında, "mümkünatı düşünülemezleri" başardıktan sonra, "yetersizlik" belgesini gündeme getirenler, şimdi ona sarıldı yine. Yaptığı onca kulüpleri ihya eden şeyin yanı sıra kemik oylarını, geleceklerini kurtardığı Anadolu kulüplerinden sağlayan Ulusoy, aday olduğu sürece birinci adaydır başkanlık için. Hangi Anadolu kulübü yetkilisiyle görüşsem, "Yaptıklarını unutamayız ve adayımız kesinlikle Ulusoy'dur" diyor. Demek ki, lise diplomasından fazlası gerekmiyormuş ülke için doğru şeyleri yapmaya... Oy potansiyelini açıkça hissettiren Haluk Ulusoy, adaylığın zirvesinde giriyor oylamaya... "Tahsil, yeterlilik belgesi ve okuma katsayısı" gibi bir şart, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bulununca ve ülkeye hizmet etmek için diploma gerekmediğine karar verilince, önü de açılıverdi eski başkanın, yeni başkan olmak için... Öyle ya... Bina dikecekseniz veya kalp ameliyatı yapacaksanız diplomanın kralına ihtiyaç var. Ama ülkeye hizmet etmek ve "doğru adam" olmak için hiç okul görmemiş bile olabilirsiniz. Fatih Terim konusundaki erken açıklama biraz heyecanlı ve mahalle kahvesi düzeyinde kalmıştı; Ulusoy çabuk toparladı durumu... Üstelik zeki ve akıllı adamdır. Fatih Terim, Ulusoy'un kucağına bırakılmış tek doğrusudur Levent Bıçakcı federasyonunun... >> BERMEK Biraz erken açıkladı yapacağı en doğru şeyi. Tabii ki Fatih Terim'le çalışacaktı. Birlikte, 90'lı yılların ikinci yarısında yaptıklarını ve dünya üçüncüsü olan takımın temellerini attıklarını kimse unutamazdı. Ama... Danışmanları bir şeyi hesaplayamadı: "Türkiye'de, şayet başarılı olan kişi bir Türk ise, başarılı olamayan tüm Türklerin hedefi olur..." Stratejik olmaya çalışmadan içindeki gerçeği ve gönlündeki dürüst uçmaya çalışan kuşun adını erken kullandırdılar. Tabii ki Ayhan Bermek, Fatih Terim ile çalışacaktı. Çünkü Ayhan Bermek akıllı ve işi bilen bir adamdı. Gelecek 10 yılı, daha evvel planladıkları bir 10 yıl gibi birlikte planlayacağı isim; doğruydu ve Ayhan Bermek onu açıkça dile getirmişti. Terim'de uygar ülkelerdeki gibi düşüncesini ortaya söylemek durumunda bırakılınca, hocanın kastettiği 1 oy, bir anda birçok oyu karşısına alıverdi. Bu da Bermek'in bütün doğrularına rağmen geriye düşmesine neden oldu. Sıkıntı burada gizli işte... >> BERSAY Sağ olsunlar, geçen hafta yazdığım bir eleştiriden fazlasıyla etkilenmişler ve bir açıklama göndermişler. İtibar ediyor ve yayınlıyorum. Mart 2005'ten beri Futbol Federasyonu iletişim danışmanlığı hizmeti veren bu kuruluşun Ayhan Bermek'e böyle bir danışmanlık hizmeti vermediğini açıklıyor sayın Ali Saydam. Sayın Yönetim Kurulu Başkanı, Bersay'ın "kurucu ortağı" olan Ayhan Bermek'in, bu şirketteki ortaklığından "yaklaşık" 8 ay önce hisselerini kendisine devrederek ayrıldığını belirtiyor. Yani hukukları bayağı ileri düzeydeymiş ama 8 ay önce bitmiş... Yani varmış... Demek ki bendeki "bilgi eksikliği" değil, "zaman kayması" olabilir ancak diyelim ve yine de bir özür gönderelim. ------ >> Haydi maça Bayramda Kanal A'da İspanya Kral Kupası ve Fransa Ligi'nin inanılmaz maçları var. Bayram bitimi cumartesi - pazar günleri de hakeza... Almanya kupa maçları yola çıktı bile. Ayrıca Murat Çimen'in yönettiği spor servisinin çok cazip programlarına Sporvizyon katılmayı sürdürüyor. Bütün bunlara ek olarak da bir zamanların unutulmaz programı "Haydi Maça" eski ve deneyimli ekibini bir araya getiriyor, Kanal A Spor Servisi'nin gücü ve olanaklarıyla birleştiriyor ve bu gerçek spor programının son hazırlıkları da tamamlanıyor. Kısmet olursa 22 Ocak'ta karşınızda olacağız. Kanal A maç yayınları ve spor programlarına her dönem yenilerini eklemeye devam ediyor. İ zlemeye devam edin lütfen... >> Turgay Vardar Ardından, "Çok iyi bir insandı, mükemmel bir eş ve babaydı, harika bir spor adamıydı" gibi şeylerden fazlasını yazmak istiyorum. Turgay Vardar, bu sözcükleri safsata kılacak kadar insandı ve adamdı. En fırtınalı günlerde, camiasının tüm sırlarına vakıf, fakat gazeteci dostlarına siper olacak kadar iyi bir G.Saraylı, bizlerin işini hep kolaylaştıracak kadar da iyi bir gazeteciydi. Dosttu... Liseden bir nesil küçüğümdü... Hep faydalı şeyler yaparak ve kendisini bir kişiye bile kötü hatırlatmayacak kadar dürüst ve ilkeli tamamladı kısacık ömrünü. Nur içinde yat ve rahmetin bol olsun kardeşim... Seni istesem de unutamam... ------ >> Ailton Devre biterken G.Saray'dan daha beter sıkıntılar yumağında "kendi kuyruğunu kovalayan kedi" gibiydi Beşiktaş. Kampanyalar başlamıştı. "1 alana 1 bedava" ve "şimdi al, sonra ödesen de olur" gibi seçeneklerle futbolcu fazlalığından kurtulmaya çalışıyorlardı. Ailton dost işi bir takıma 3 tane bırakıverince birden "öz evlat" muamelesi görmesin mi? "Böyle bir adam satılır mı?" Bu benim değil, ondan kurtulmak isteyenlerin yorumudur. Aslında doğrusu da budur. Şimdi taraftarın Youla, Ailton veya varsa diğer istemedikleri, bunları allayıp pullayıp vitrine koyması ve öyle satması gerekmekte değil midir? Son ana kadar her türlü verimi alıp, ondan sonra da ambalajlayıp öyle vermeleri gerekmez mi? Bunun tek yolu da tribünden geçiyor. Beşiktaş taraftarı, Mehmet Ekşi'nin söylediklerini dinlemek ve ona göre davranmak zorundadır. Yoksa Beşiktaşlı olduklarından şüphe duyulur. Unutmasınlar ki, "Ancak, hatalarını sevebilen insanlar mutlu olabilirler" diye bir söz vardır, bana aittir ve sapına kadar da gerçektir. ------ >> Hasan Şaş İşte G.Saray'ın yeni transferi... Durup dururken ve parasızlıktan kıvranırken, G.Saray'ın hep şapkadan kuş çıkarttığına tanık oluyoruz. Kendi kiralıklarını geri alıp birden bire "sevindirik" olabilen camia, şimdi şu yoklukta aniden adam eksilten, tek top oynayan ve topu rakip yarı alanda istediği kadar tutabilen bir oyuncu transfer etti. "HAŞ-HAŞ" adında bir "yabancıyı" bedavaya getirmişler. Hasan Şaş diye birisi Antalya Efes Cup'un ilk maçında benim bir hayli dikkatimi çekti. Çok ucuz adam alacak hali bile olmayan G.Saray ancak bedava transfer yapabilirdi. Hasan Şaş da öyle oldu galiba... Eğer ikinci yarının 10-12 maçını bu anlayışta oynarsa, G.Saray taraftarı rahat eder ve yarışın içinde kalmaya devam eder. Çünkü; bu Hasan'ın "para almamış" hali daha... Bir de ödemelerden sonra görün onu... ------ >> POST-İT Eskiden, yaklaşık 10-12 yıl kadar önce yolda kendi kendine konuşanlara "deli" derdik... Şimdilerde ise "telefonu ne marka acaba?" diye "itibar" gösteriyoruz. Gelişme bu mu acaba?.. Ümit Aktan