Böyle giderse lig de gider...

A -
A +

'İkinci yarıda Galatasaray’ın maç çevirmesi bir yana, beşlik olmamaya çalışması gerçeği vardı ortada…'

Maçın kıvamı ve formatı iki takımı ‘telafisi olmadığı için’ tam bir teste tabi tutabileceğimiz bir durum arz ediyordu...
En çok merak ettiğim konu ise ‘Visca-Carole’ ile ‘Bruma-Ferhat’ eşleşmelerinin kimlerin lehine sonuçlanacağı idi...
Önde baskıyı seçerek başlayan Galatasaray daha 5 dakika dolmadan bir direk buldu, bir de Sneijder’i kaybetti. İki teknik adamın da yeni planlara ihtiyaçları vardı o andan itibaren…
Her maçında tek bir plana dayanan Başakşehir yine topu Galatasaray’a verdi ama pozisyon vermeden ilk saldırıda öne geçti. Sonrasını da ezberinden oynamaya başladı. Bileğe basma ve dirsek atmaları görmeyen Kalkavan’da ev sahibinin ekmeğine yağ sürdü gibi geldi bana...
İkinci gol de yerleşme hatası ve içeri düşmeyi tercih eden topla gelince adeta maç ve tur orada bitti...
Ne Riekerink hazırlanmıştı bu maça, ne de oyuncu grubu...
İkinci yarıda bu takımın maç çevirmesi bir yana, beşlik olmamaya çalışması gerçeği vardı ortada.
İkinci yarıyı ise kelimenin tam anlamıyla ‘idare’ ettiler ve oynarmış gibi yaptılar rakibin izin verdiği alanlarda…
Özetle…
Yüksek topların tümünü verirsen, Carole tarafından felçli gibi oynarsan, öndekilerin sabit bir markajcı bulup kucağında dinlenmeyi seçerse, bu düzeyde ve böyle bir rakip karşısında zaten kazanmak mümkün değildi...
Bilerek oynayan, daha takım olan ve turu geçmek için gerekeni yapan, fazlasına karışmayan Başakşehir turu hak eden taraftı. 
Ligde yaptıklarıyla zaten övgüyü hak eden Abdullah Avcı ve talebeleri geldikleri yere tesadüfen gelmediklerini bir kere daha ortaya koymuş oldu. 

MAÇIN ADAMI: Ceyhun Sesigüzel
Kalkmayan bayrakları onu maçın adamı yaptı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.