"Böyle oyna canımı ye..."

A -
A +

Bu kadar hedefsiz rahatlıktan müthiş bir maç çıkmasını beklemek zordu ama sahada olanlar maça müthiş heyecan kattı… 

Ne yaparsa yapsın, takımı için 'gazı kaçmış gazoz" kadar tatsız tuzsuz hale gelmiş olan lige tutundurmaya çalıştığı bir oyuncu grubu var Mustafa Denizli'nin ve o nedenle de çaresizlikler içinde kıvranıp duruyor kurt futbol adamı…
Trabzonspor farklı mı?..
Hami Mandıralı'nın takımının elinde hayalini kuracağı bir UEFA rövanşı bile yok. Türkiye Kupası bile çoktan tarih olmuş...
Bu kadar hedefsiz rahatlıktan müthiş bir maç çıkmasını beklemek umuduyla geçtim klavyenin başına…
Maç bir abluka ile başladı...
Muslera'nın ilk yere yatışı için 24'teki penaltıyı bekledik. O ana kadar her şeyi iyi ve doğru, hatta çok şık yapan Galatasaray 1-0 geriye düşüverdi…
Tabela oyuna yalan söylüyordu...
Doğru mücadeleyi gören taraftar da oyuncu ayırt etmeden arkasındaydı takımının...  Sıkıntı; adama değil bölgeye atılan ortalarda gizlenmişti...
Vuruyorsun çataldan dönüyor, boş kaleye vuruyorsun kendi arkadaşından dönüyor...
"Böyle oyna canımı ye" maçlarından biri ama topun da çizgiyi geçmesi gerekiyor...
Onu da rakip bir eksilince ve 'Bilal ile Wesley’ oyuna girince bulabildi Galatasaray. Poldi'nin kişisel imalatıydı gol...
Kaleye topu vuramadı ama hareketliliği ve ısrarı sonucunda penaltıyı almayı başardı, çünkü yoktu ve Umut 'bulutları' biraz olsun dağıttı... 

MAÇIN ADAMI

Ayıptır söylemesi ama Sabri ve kaleci Onur...

KIRILMA ANI

'Wesley ile Bilal'in sahaya adım attığı an kırıldı oyun..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.