''Sneijder’in golüyle gelen takımca kucaklaşma ve limitleri aşan bir Aslan görüntüsü...''
Derbinin ardından ‘berbat’ bir haftayı, dedikodulara boğulup üzerinde oluşturulan çoğu da suni olan kara bulutları dağıtmaya çalışarak geçiren Galatasaray’ın bu maça ne denli hazırlanabildiği merakımı celbediyordu..
Eğer Riekerink’in sonu geldiyse doğru maç, bu maçtı..
Aykırısı BATALLA, kafacısı SİVOK, tutucusu FATY ve en önemlisi paketlenmişi Hamza Hamzaoğlu ve milli kalecisi HARUN.
Ama hesaba katılmayan nokta, Nigel de Jong’un bu kadar verimli oynayacağı, Sabri’nin takoz gibi duracağı ve en önemlisi Sneijder’in böylesine coşkulu ve istekli olacağıydı..
Öne gitmeye ilk kez bu kadar çok hevesli Galatasaray, golü yedi ama malumunuzdur; konu Galatasaray lehine ise ne ofsayt bayrağı kalkar, ne de elin vücuttan açık olduğu pozisyona penaltı çalınır..
Yarım saat biterken Barış Şimşek’in bile bir kulp takamayacağı kalitede bir gol ürettiler ve maça tekrar ortak oldular.
İkinci yarıda Sneijder’in ‘aylar sonra’ gelen golü; beraberinde ‘takımca kucaklaşma’ görüntülerini de döktü sahaya..
Maç ‘böyle oyna, canımı ye’ maçı manzarası sunuyordu, çünkü taş gibi bir takımın karşısında Nigel de Jong’un ilk kez yerini beğenen oyunu ile Sneijder’in bu sezonki standardını aşan görüntüsü ve mücadelesi gerekiyordu.
Bursaspor Galatasaray’ın geldiğinden daha kalabalık gelecek kadar cesurdu ama Galatasaray’da son haftaların limitlerini aşan bir görüntüye sahipti..
Son dakikaların ‘bıçak sırtı’ görüntüsü Galatasaray’ın tecrübeli oyuncularının sazı eline almasıyla atlatıldı ve final gibi bir maçtan üç puan çıktı Galatasaray hesabına..
MAÇIN ADAMI
Sneijder
Onu çok özleyenlerle buluştu.