Bu bir 'Trabzonlu' yazısıdır
5 Aralık 2012 01:00
Yüzme bilmese bile korkmadan ömrünü denizde geçiren adamlar... Bir sinek için bir fili vurmaktan çekinmeyenler... Cepheye en önde gidenler... Kendisi için bir şey istemeyip başkası için can vermekten çekinmeyenler... 70 derece meyile 4 kat ev yapanlar.
Ey benim 'hanım tarafından' Vakfıkebir bağlantılı hemşehrilerim.
Bu işler böyle olmuyor; demek ki bir başka yol gerek size...
Ne demişler; "Yeni bir yol yok ise ve gidilecek bir yol kalmadı ise, yeni bir yol yapacaksın."
Karadeniz insanının en temel özelliği ve en karakteristik vasfı nedir?
İnadı ve gözü karalığı...
Eşimden biliyorum sarı inadın ve gözü karalığın ne demek olduğunu...
Bilimsel ve yasal yollar bir çözüm vermediğine göre, takım iyiyken bile maçlara pek itibar edilmediğine göre ve sırf taraftar beklentisinin gazını almak için 'yalandan' çıkışlar sizi kesmediğine göre...
Başka bir yola gireceksiniz...
Hoca değiştirmek bulabileceğiniz en kötü çözümdür.
Şu saatte transfer de akortsuz enstrümanın tellerinin de kopması demek olur.
O zaman takımı bir yana bırakıp bu sezonu unutacaksınız.
Otobüs taşlamak da size gelmez, miyavlar gibi yakınmak da...
Size yakışan marjinal bir eylemdir.
PARA ÖNDEN GİDER, YOL AÇAR
Malum konuda ise sizin karakterinizin gözü karalığını gösterebilirsiniz. Yalandan mücadele sebebiniz yayıncı kuruluştan gelen sıcak para ise, size kucağınızda bulduğunuz Şampiyonlar Liginden gelen parayı nasıl çarçur ettiğinizi sormalarından korkunuz ise, "Hani Karadenizli korkmazdı?" demezler mi?
Mesela özellikle çıkmazsınız iki maça ve ligden düşersiniz.
Giderken de çok sözünü ettiğiniz 'onur ve şeref' kavramını birilerinin alınlarına çakıp, "Ben bunlarla aynı ligde oynamam" dersiniz.
"Düzelene kadar ve Federasyon adam gibi davranana kadar ben yokum bunların arasında" dersiniz.
Bu bütün ülkenin, hatta bütün Avrupa'nın konuya dikkatini çeker. İnanın Federasyon bile bunun altında kalır.
"Ben onurumla gider, Tavşanlı Linyitspor ve Kayseri Erciyesspor'un arasında oynar ve lige öyle gelirim" dersiniz.
"Bir şey fark etmediyse, yine giderim şampiyon olduğum lige" dersiniz.
İkide bir mızırdanıp miyavlamak yerine bir kere kükrersiniz ama biliniz ki kükrerseniz yeri sallayabilirsiniz.
Benim bildiğim Trabzon karakteri yakınmaz, ya susar kalenderliğinden, ya da alnının ortasına çakar gerçeği birilerinin...
Bakın o zaman taşlar nasıl yerinden oynuyor veya taşlar nasıl yerine oturuyor.
Bu hamleyi kimse taşıyamaz.
Size bir 'kaos' öneriyorum ama...
Adım gibi biliyorum ki... Bu yapıldığı anda kalan oyuncularla bunu yapabilen yöneticileri sırtına alıp taşır bu yörenin insanı...
Bir sonraki dönemin Urfaspor veya Adana Demirspor maçını tüm stadı kombine alarak oynatır size...
Ya susun ve kabullenin, ya da yırtın yeri göğü...
Ortada bir leş var. Leş bize göre rezil, pis ve zararlıdır ama domuza ve çakala göre şekerdir, helvadır. Şu anki durumumuz, etek dolusu altın verip şeytandan satın aldığımız dertler değil mi?..
Kuzuyu yiyen kurda aşık olmuş kuzulardan farkımız ne ki... Tarihi yargı
Tarih elbet bir gün herkesi yargılayacak. 3 Temmuzcuları, hakkını arama biçimini doğru seçemeyenleri, korkakları, ortalığı pisliğe bulayanları bir gün duruşmaya çağıracak.
Şu anki durum şudur:
"Tarihin bizi yargılayacağı duruşmada şayet ben olmayacaksam; bana ne o duruşmadan?.."
12 Eylülcülerden girin, 3 Temmuzculardan çıkın.
Birinin sorunu uzun yaşamış olması, diğerininki ise Federasyon başkanının misyonu...
S-ÖZ: "Ben ölüyü yıkar geçerim. Cennete mi cehenneme mi gideceğini Allah bilir." (Bir Acem atasözü) Ol beden testisi ab-ı hayatla doludur. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu
yitirdin demektir. Hazreti Mevlana demiş..