G.Saray'ın ilk yarıdaki hali bana göre içler acısıydı. Maç başlamadan önce önümdeki tabloyu bir defa daha çizmek istiyorum: Karşında ligin en çok gol yemiş takımı. Senin durumun en az gol yemiş olmaktan çok öteye geçmiş. Üstündeki rakibinin bir gün önce ümüğüne basılmış. Onun ümüğünü sıkan rakibin ise, sanki ayrı bir dünyada ve ayrı bir ligde oynuyor. Bir altındakini daha geçen hafta kendi sahasında devirmişsin. Yani bu top sana kurban. Lig ise erken bayramlık. Ama bütün futbolcuları ülkelerinin milli takımlarında oynayan G.Saray, silme yerli bir kadroyla karşısına çıkan Sebat karşısına ilk yarıda evlere şenlikti. G.Saray'ın kötü görünmesinin en önemli sebebi, Sebat'ın mükemmel oyun örgüsü. Herkes topun arkasında, çıkabildiği kadar da hücuma çıkıyor. Ayağa paslarda çok iyiler ve iki Erman'la mükemmel top saklıyorlar. Bol da faul alıyorlar. G.Saray ise Hasan Şaş'ın sakız ettiği topların sıkıntısında oynamaya çalışıyor. Hasan sağdan sola, Baliç de soldan sağa gelip korner atana kadar en az bir dakika ölüyor. Hakan Ünsal'ın soldaki rölanti oyunu ve haftalardır Hakan Şükür'ün bulunduğu noktayı hedefleyemeyen tuhaf ortalar bu karşılaşmada 45 dakika puan sıkıntısına da dönüştü. İkinci yarıda G.Saray "Bu top sana kurban" şeklinde oynamazsa, "Cimbom sana kurban durumuna düşer mi?" sorusuyla devre arası çayımı yudumluyorum. Maç nasıl biterse, başlığımı ondan seçeceğim. İkinci yarının başında yine aynı sendromu bolca izledik. Hasan'a katılan Ergün'ün de top kayıpları, bir hayli kilo vermiş ve güçsüz görünen Hakan'ın yine de presi ve gollere olumlu katkıları maçı kurtaracak mı diye sorarken, harika bir taktik planlamayı disiplinle uygulayan Sebat 10 kişi kalmaz mı?.. İşte başlık çıktı. İstanbul'dan puan alamamasına tek kelimeyle yazık diyeceğim Sebatspor, G.Saray'ın planladığı oyuna ve sahadaki 11'ine yenilmedi. Kulübeden gelenlere yenildi. Telaşla hızlanmayı bir türlü ayırdedemeyen rakibinin pasları iftira atar gibi kullanması hep Sebat'ın iyi oyunundandı. Ama bu ligin adı "Galiba Kurtlar Vadisi". Ne yapıp edip kazananlar yollarına devam ediyor ve Sebat da bu futbolla dibe çakılıp kalıyor. Üzüldüm...