Bugün günlerden kaos...

A -
A +
Bir anda "kaos" sezonu önümüze seriliverdi. Bir başkan eline mikrofonu alıp anonslar yaptı 61. dakikada küfür eden kadınlarına. Bir diğeri kısıtlı kadrosuyla mükemmel bir maç oynadı ve "isyan" futbolunu hakemle kaybettiğine yandı. Biri elle aldı, diğeri hastanede tek başına... Mehmet Topal'ın eline dokunan topun şiddeti ve avantajı nedir? Escude, Burak Yılmaz'a dokundu mu? Dokunduysa ne kadar dokundu? Emre Çolak vurduğunda Hilbert'in koluna hangi duygularla dokundu top? Yardımcı mı verdi yoksa Bülent Yıldırım'ın kanaati mi öyle? 45 ile 75 arasını böyle mükemmel bir baskı ve oyunla oynayabilen Beşiktaş'ın alkışı 1 hafta sürmeli derken, takımı 3-2 önde olduğu sırada yerde 4 dakika 40 saniye yatan Batuhan'ın kenara geldiğinde 4 saniyede kalkıp oyuna girmesi nasıl yorumlanmalı? Alex'in hayalleri arasında Fenerbahçe'nin teknik kadrosunu ele geçirmek var mıdır? Başkanla buluşması bir tedavi midir, yoksa sıradan bir pansuman mı? Aaziz-Aalex-Aaykut... Krizin "A" hali midir? Carvalhal"in "üç otuz para" karşılığında bulup getirdiği Eduardo adında bir kalecinin Bursa'da oynadığı oyun, bir transfer harikası mıdır? Bursa'nın bu kadar Twente konsantrasyonu yaşaması doğru muydu? Çizgiyi azıcık geçen topta Umut'un eli arkasındayken top eline mi çarptı, yoksa bir "yankesicilik" var mıydı? Kadıköy"de 61. dakikadaki "kadınca" küfürleri neden kimse duymadı? Mustafa Pektemek hastaneye sevk edildiğinde ilk yanına koşan neden Galatasaraylı yönetici oldu? Haftanın en temiz puanlarını toplayan Trabzonspor'un maç öncesi söylemi nedeniyle Şenol Güneş yeni bir ceza alacak mı? Kararları geçtim ama cezalar adil mi? Şampiyonlar Ligi öncesinde önemli bir ders veren ve Beşiktaş tarafından gösterilen "uygulamalı" önde baskı oyunu önemli bir "iyilik" sayılmaz mı Galatasaray için? Biz dedikodu, gerilim ve kaosla beslediğimiz futbolumuzun içinden hiçbir hafta sonu doymuş ve mutlu olarak ayrılamayacak mıyız? POST-İT Doğru muhakemeler, doğru fikirleri, Doğru fikirler, doğru kanaatleri, Doğru kanaatler, doğru algıları, Doğru algılar, doğru inançları, Doğru inançlar ise doğru eylemleri oluşturur. Futbol sahada oynanır Tarlada değil... Sezonu planlarken yapılması gereken ilk iş kulüp başkanlarının kucağına bırakılan ve daha gelmeden harcamaya başladıkları parayı kontrol etmekten geçiyor bu işin çaresi. Bir başkan alt alta koyar ve kalem kalem hesaplar. Yayın geliri. İddaa geliri. Puan başına gelecek para. Hasılat geliri. Forma geliri. vb... Sonra bunları tuhaf tuhaf Afrikalılara dağıtır ve sahasını onarmayı öteler. Biz de bu "ucube" oyun alanlarına mahkûm oluruz. Önce saha zemini, sonra seyirci konforu zorlaması getirilmesi o kadar zor mudur? Zordur... Çünkü delege yapımız "karar verici" makamını, vereceği kararları dayatanlar tarafından seçilmesine göre düzenlenmiştir... S-ÖZ: "Roma bir günde kurulmadı ama bir günde yandı..." Ümit Aktan Galatasaray diyor ki Beşiktaş hep yerde yattı, Beşiktaş diyor ki haksız penaltı, ikisi de diyor ki Fener elle gol atıyor. Hakkı ve emeğiyle çatır çatır kazanan yine TRABZONSPOR!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.