G.Saray hiçbir zaman çare üretemediği tüm hatalarını daha ilk yirmi dakikada döktü ortaya. Ortadan delindi, soldan çok atak yedi, rakibin sağır sultan tarafından bilinen silahı Yusuf'a; hadi yeni tanıdınız diyelim, kaçı gördükten sonra bile bir çözüm üretemedi. Sakatlığından dolayı "yarısını" oynayabilen Arda sıkıntısı ile iki forvetin tek pozisyon bile bulamadığı ilk yarı aslında tek farktan fazlasını istedi. Ancak daha uygunlarını yapamayan Bursaspor, Hakan Balta ve Ayhan'ın dalıp gittiği bir anda yine göbekten delindi ve bindiren Mustafa'dan golü de kabul buyurdu. G.Saray iki forvetle tek pozisyon bulamadan, tek forvetli Bursaspor karşısında ilk yarının 0-1'ine şükrederek gitti çay molasına. Mustafa Sarp'ın enerjisine ve maç disiplinine hayran kaldım... Bu tür bir maçın kadrosu bu değildi ve bunun bedeli ödendi. Eldeki malzemeden ve iki iğneyle maça çıkabilen oyuncuları da suçlamak istemiyorum ama, Bursaspor'un ne kadar ciddi bir rakip olduğunu bilmeden o deniz otobüsüne bindiğini düşünüyorum, o teknik kadronun. Ayhan'ın ise üç-beş ıslığa teslim olmasını kendisine yakıştıramadım... Bursaspor, hani o G.Saray'ı çok zorlar dediğimiz orta karar takımlardan çok üstün... Bellinzona'yı mesela, daha rahat geçebilecek bir takım görünümündeydi Bursaspor... İkinci yarının başı belli etti ki, soyunma odasında sadece çay içmiş G.Saray. İki ön liberosunu gözden geçirip Yusuf'u hiç konuşmamışlar. Hakan ve Ayhan bir yerlerde dolaşırken, kontra çıkıştan ikinciyi de buyur ettiler... Ardından gelen golün skora etiği G.Saray'ın verdiği resim ise şu: "G.Saray belki eşitlik sayısını bulabilir ama Bursaspor iki farka çıkacağı golü mutlaka bulur..." Çünkü göbekten elini kolunu sallaya sallaya gelen Yusuf inanılmaz boşluklar buluyor. Son 20 dakika ise oynamayı bırakan Bursaspor'un tabelaya endekslediği pasif savunma ile eritilmeye çalışıldı. Skoru korumak telaşı olmasa Bursaspor farka gidebilirdi ama o telaş üç puanı bile tehlikeye attı. Maçın 70 dakikasında "büyük" düşünen Bursaspor'un, sonlarda da büyük düşünmesini beklerdim ki, gerçekten "büyüklerin" yerine göz dikmiş olsun... Ancak dün gecenin özeti G.Saray'ın "zorlu" takımlara karşı ne durumlara düşeceğinin kanıtlanmasıdır... Haklı çıkmak istemezdim ama... Çıktım işte...