Ekranın önünden bir ay boyunca geçmek yasak. Girmesin kimse maçlarımla arama. Topla bir meselem var tam 30 gün boyunca. Kupanın içine gömülüp adımı bile kimliğime bakarak söyleyecek hale geldikten sonra bu köşe için kendime geldim. Daha doğrusu Sadık Söztutan tarafından "getirildim..." Buyurun notlarımın arasından çıkan hikâyeme... Kanal 1'de yeni bir arkadaş edindim. Hukuk okumuş ve motor sporları uzmanı. Ama istediğinizde bilgisayarı dans ettirip her türlü bilgiye ulaşabiliyor. Çok sıkıldığında, "Bak Ümit abi, neredeyiz şimdi" diyor ve bir de bakıyorum ki, FBI dosyalarına girmişiz ve sabıka kayıtlarına ulaşmışız. Biri görür diye hemen uzaklaşıyorum oradan!.. Eski kafa ya... Adı Sercan Çalbak... Birlikte derlediğimiz notlar, kupaya bakış açımı değiştirdi. Belki sizinkini de değiştirir. ? BUNLARI BİLMEDEN... * 2002 Dünya Kupası'nda oynadığı 7 maçı da kazanan Brezilya, 13 Haziran'da oynayacağı Hırvatistan karşılaşmasından da galip ayrılarak dünya kupalarında üst üste en çok maç kazanan takım unvanını eline geçirecek mi dersiniz? Buyurun size bir "acaba." Brezilya bu rekoru 1934 ve 1938 turnuvalarında üst üste 7 maç kazanan İtalya ile paylaşıyor. * Dünya Kupası'nda mücadele edecek genç yıldızlar, ülkelerinin geçmişte büyük kupayı kazanan efsane isimlerinin forma numaralarıyla sahaya çıkacaklar. Arjantin'de Riquelme, Maradona'nın 10 , Messi 1978'in yıldızı Paseralla'nın 19, Brezilya'da Adriano, 1962'nin en önemli futbolcularından Garincha'nın 7 numaralı formasını giyecek. Eğer Rooney de sakatlıktan kurtulursa 1966'da 9 numarayı giyen Bobby Charlton'un formasıyla sahada olacak. İşte buram buram "duygusallık" kokan bir eylem. * Fildişi Sahilleri uluslararası organizasyonlarda 2 kez en çok penaltı atışlarının olduğu maçlarda oynamış. * Dortmund Westfalen Stadı yenileme çalışmaları sürerken, 2. Dünya Savaşı'ndan kalma patlamamış bomba bulundu. * Dünya Kupası'nın yapıldığı statlardan yalnızca Leipzig eski Doğu Almanya'dan. * Dünya Kupası'nın yapıldığı statlardan yalnızca Leipzig'in Bundesliga'da takımı yok. Adam gibi ilk defa maç izliyor kent sakinleri anlaşılan. * Arjantin Teknik Direktörü Pekerman, futbolculuğu bıraktıktan sonra bir süre taksi şoförlüğü yapıyor. Ardından teknik direktörlük kariyerine başlıyor. Şimdi de final hedefeyen bir taksi şoförümüz oldu. * Brezilya ilk 4 Dünya Kupası'na beyaz formalarla çıkmış. Daha sonraki kupalarda meşhur sarı formaları giymiş. * Ukrayna'da teknik direktör Oleg Blokhin 1975 yılında Avrupa'da yılın futbolcusu seçilirken, Shevchenko da 2004 yılında aynı ödüle layık görülmüştü. Üçüncüyü bekliyor herkes. * Eski bir futbolcu olan ABD Teknik Direktörü Bruce Arena, Amerikalılar için önemli bir oyuncu olmasına rağmen, yalnızca 1 milli maçta 90 dakika forma giymiş. O da İsrail'e 1973'te 2-0 yenildikleri maç. Kariyere bak... * Dünya Kupası'nda Türkiye Ligi'nden 11 yabancı futbolcu yer alıyordu. Dün Paraguaylı Toledo'nun eklenmesiyle 12 futbolcu Dünya Kupası'nda ter dökecek. Bu gidişle "semt pazarından" birkaç kişi daha kaparız gibi geliyor bana... KUPA İZLENEMEZ... > S-ÖZ "Her zaman doğruyu söyle, ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın." (Mark Twain) Uganda'da Dünya Kupası Sakın ola ki Uganda'nın Dünya Kupası'na talip olduğunu filan yazacacağımı sanmayın. Tamam, deliyiz ama o kadar da değil. Onlar kupada eleneni kazana atıp bir güzel pişirirler, sonra da afiyetle yerler. Uganda'da dün bir hükümet bildirisi yayınlanmış... Aynen çeviriyorum: "Maç saatlerinde, ikinci bir emre kadar elektrikli ısıtıcılar dahil olmak üzere, su dahil ısıtılmayacak ve çay içilmeyecektir. Yemeklerinizi maç saatinden önce yapın. Ancak bu sayede, hepimiz elektrik kesintisi olmadan 2006 Dünya Kupası maçlarını izleyebiliriz." Doğu Afrika ülkesi olan Uganda'da ay başından beri Başkent Kampala dahil, her 48 saatte sadece 24 saat elektrik veriliyormuş. Emre bakın... Bu disiplinle yarın bir gün Uganda bile Dünya Kupası'na katılabilir... Ona göre... Seçerim arkadaş Maçı bol buldum ya, bal gibi "maç seçerim" arkadaş. 13 Haziran'da Fransa-İsviçre maçı benim için çok özel mesela... Çünkü aynı gruptaydılar, iki kere de yenilmemişlerdi Fransa'ya. Blatter'in yüzünü görmek isterim o maçta. 14'ündeki Tunus-Suudi Arabistan randevusu mesela. Müthiş bir maç olacak... 16'sındaki Arjantin-Sırbistan Karadağ maçı sahada bitmez mesela. O maçı CAS bile çözemeyecek... 20 Haziran'daki İsveç-İngiltere maçını asla kaçırmamalısınız. Birbirlerini ısaracaklar. Çatır çatır bir maç olacak. Tabii ki, 21 Haziran'da oynanacak ve 1978 finalinin rövanşı olan Hollanda-Arjantin maçı. Hollanda kraliçesi olarak beşinci yılını dolduran Maxima, Arjantin asıllı. Maça gelirse yüzünü görmek isterim. Ne maç olacak ama... Aynı gün İran-Angola terör riski en üst düzeyde olan maç seçildi. Siyasi konumları binlerce mil uzaktaki iki ülkeyi karşı karşıya getirecek. Savaş var o gün sahada. Çünkü İran, gruptan çıkmaya falan değil, düpedüz Angola'yı parçalamaya geldi. Kesin kaçırmayın... Gerisini sonra seçerim. Bu kadar şımarıklığı da hergün üç maçın öncesi, ortası ve sonrasına program yapan birine çok görmeyin. Aslında hepsini izliyorum, ama bu seçtiklerimi dört gözle bekleyeceğim. Kupa duası 9 Temmuz'a kadar sapla saman birbirine karışacak, Mozart ile Madonna arasındaki fark anlaşılamayacak, deve güreşleri bale resitaline dönüşecek. Zarafet ile kabalık raks edecek. İnsana papatya toplatan romantizm, ara paslarıyla hayatımıza girecek, televizyon kavgasından nice aileler dağılacak, nice çocuklar dayak yiyecek, televizyonun önünde duran nice kaynana telef olacak. Duygular muz ortalarla salonun ortasına atılacak. Ağlamak ile gülmek dansa kalkacak. Dans sırasında sevinçler hüzünlerin ayağına basacak. Varoluşçuluk şerit değiştirirken, birçok ülke kimliği sahte çıkacak. İhtiras hıçkırıklarla sarsılırken bahse tutuşup kaybedenler feryat figan olacak. Paraya tapanlarla, statlarını tapınak sananlar harman olacak. Nice aman dileyene kılıç kalkacak, kılıcı öpenler bile diz çöktürülecek. Ter, kan ve gözyaşı kokteyli sunulacak. Nice delikanlı sınav öncesi maç seyrettiğine pişman edilecek. Ağlanılacak... Gülünecek... Uğruna ölünecek... Sen aklımızı koru yarabbi... Amiiiin... POST-İT Yahu, biz gidip Amerikan futbolu oynuyor muyuz? O zaman, Amerika da boyunu aşan işlere heveslenip, bizim futbolumuza bulaşmasın kardeşim. Gidip savaşsınlar ama ayak topumuzu rahat bıraksınlar. Herkes bildiği işi yapsın!.. (Sinirli bir anında Ümit Aktan) > En adaletli dağıtılan nimet akıl olmalı... Çünkü hiç kimse payına düşenden şikayetçi değil...