Çiçek'in masumiyeti

A -
A +

Keko Çiçek... Depremin yok ettiği bir aileden fışkıran masumiyet... Üzülmüştür tuttuğu takımın yenildiğine, ama böyle çatır çatır bir maç seyrettiğine sevinmeli bence. Şunu da anıları arasına yazmıştır herhalde? Bu kadar güzel bir ortam, bu kadar iyi başlayan futbol şöleni Çiçek'se eğer maçın başında o şişeyi atan "yabani ot" bu çocuk tarafından nasıl hatırlanacağını bir daha düşünmelidir. Bütün bu maç çok coşkulu oynandı. İki kaleci de harika kurtarışlar yaptı. Maçı çözen kendi ayağına silah sıkan Emre Güngör oldu. Oysa kötü oynamadığı bir maçta kalecisi kadar önlediği ikinci gol sayısı vardı. O sadece G.Saray maçlarının "klasik golcüsü" Colman'ın boş geçmesine izin vermedi o kadar. G.Saray'ın hâlâ ders almadığı gerçek, dış sahada futbolu güzelleştirmeye çalışarak maç kazanılamayacağıdır. Bu Türkiye'de böyledir. Hücumculara yüzünü döndürmeyen sert ve sağlam her rakip G.Saray'ı zor durumda bırakabiliyor. Bunlara bir de Keita'ya alınan "abartılı önlem" ve Jo ile Santos'un topla kaleyi aynı doğrultuda bulamamaları eklenince mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Bu aslında Şenol Güneş'in işleyen oyun planıydı. Maç boyunca G.Saray'ın savunmasına baskı ve G.Saray'ın hücumcularına sırtı dönük oynama mecburiyeti en doğru seçimdi. Ve maç boyunca işledi. Burdan şunu çıkarabiliriz: "G.Saray kötü oynamadı ama Trabzonspor doğru oynadı. Hatta çok doğru oynadı." Bir türlü yatay kalamayan Keita'nın etkisiz hale getirilmesinde "kart cimrisi" Yunus Yıldırım'ın da payı yok değildi. Şimdi ligin manzarası tamamen Bursaspor'un kucağındadır. Önümüzdeki yarış Şampiyonlar Ligi'ne kimin gideceği olup, bunu çözmeye de haftaya Ali Sami Yen Stadı'nda başlayacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.