Cimbom lige ısınıyor!..

Türkiye'nin Sibirya'sında buz kesmiş olan G.Saray, son haftalarda tropikal sıcaklıkta maçlar oynuyor. Güzel de goller atıyor. Her zaman yediği gibi yese de, oyun içinde daha hareketli ve mücadeleci şeyler yapıyor. Aslında biraz komik olacak ama doğrusu galiba şu: "G.Saray yavaş yavaş lige ısınıyor!" İlk başlarda oyunu domine eden ve daha çok araştıran İstanbulspor daha doğru oynarken, G.Saray rakibin arkasındaki boşluklara çıkış şansı yakaladığı tüm pozisyonlarda sürekli Hasan Şaş'a takıldı. Balili'nin goldeki asistini de Hasan Şaş yaptı mesela... Hasan'ın topla olan kişisel bağları arkadaşlarını ve tribünlerini bile çıldırtırken, takım oyunu olan futbolda, "Topun herkesin topu olduğunu" birinin Hasan'a söylemesi gerek. Bu oyuncunun kulvarını Musalar'ın Kuş ve Büyük olanıyla kapatan Aykut Kocaman, sağ tarafta da "protez Prates'i" ciddiye bile almamıştı. Zaten büyük umutlarla gelen Prates, çoktan haşlanmış patatese dönmüş, hatta kumpir zamanı bile gelmiş. Ne vurur, ne tutar, sadece takımı korner atarken kaçanı kovalamak için en geride beklemeye yarar. İlk yarı, "Oyunun hakkı" ile tamamlanırken ikinci yarıda kenardan gelen haberlere de kulağını veren İstanbulspor, önceleri Bursa'dan aldığı, "Serinletici" haberle stresten uzak göründü. Sadece "Final paslar" konusunda başarılı olamadılar. Hasan'ın ilk doğru girişimi G.Saray'ı Necati'yle öne geçirirken ardından "protez Prates"'in kendi alanını bir kez daha kaybeden duruşu maçı bir daha "Oyunun hakkı" durumuna getirdi. Sahada Bursa'dan gelen haberlere göre belirlenen tansiyon, Bratu ve Bushi'nin hiçbir katkısı olmayınca düğümün kalınlaşmasıyla sona erdi. Hataya zorlayan yoktu ama "Hata yapmaya çok müsait" bir strese düşen İstanbulspor, "Hata yapmaya her zaman müsait" oyuncu yapısı olan G.Saray'la birlikte düğüme baka baka tamamladı maçı. Her şeye rağmen G.Saray lige ısınmış olarak tatile çıkıyor diyebilirim...