Başlıktan da anlayacağınız gibi çok zevkli ve kaliteli bir futbol izledim. Özellikle F.Bahçe'nin tüm doğruları birleştirip, mükemmel oynadığı bir maçta, G.Saray'ın bunu bozmak yerine hatası ve sevabıyla buna katkıda bulunduğunu gördüm ve derbiden büyük zevk aldım. F.Bahçe, müptelası olduğu işi bir kez daha yaptı ve bileğinin hakkıyla G.Saray'ı yendiği gibi, yarım saatlik bir bölümde de adete parçaladı. Sarı-lacivertlilerin beşi bulması işten bile değildi. G.Saray'a gelince... Bence bir sorun var: "Sabri; Kadıköy'de böyle bir maçta ve F.Bahçe'nin karşısında, ön liberoda vasat bile oynasa, oynayabiliyorsa, oynayabilecekse, o zaman Linderoth'a bir çuval para verdiniz?.." Feldkamp'ın içine çomak soktuğu takım, bir kez daha bulamaç kıvamında çorbalaştırılmıştı. Ama her şeye rağmen, geri düşmelerine ve yanlış adamların yanlış yerde oynatılmasına rağmen, çabalayan ve fazladan bir çok şeyi yapmaya kalkan genç ve deneyimsiz oyuncuları tebrik ediyorum. Onlar iyiydiler ve çok iyi bir takıma yenildiler... İkinci yarının ortalarında F.Bahçeli oyuncuların halı sahaya çevirdiği G.Saray ceza alanında, Orkun ve Servet olmasa 8 Aralık'a ait şehir efsanesi aynen devam edebilirdi. Bu kadar kurcalanmış bir takımın, 30 Aralık'ta oynayıp, 30 gol yemesi bile mümkün. Derbilerin çıtasını çok yüksek yere koyan F.Bahçe'de, büyük maçları büyük oynayan oyuncuların sayısal fazlalığı, G.Saray'da büyük maçları ilk oynayan oyuncuların fazlalığıyla sağlıklı bir denklem oluşturamazdı. 2x2= 5'i kovalayan ve takımı anormal derecede kurcalayan Feldkamp, şimdi küçük bir hesap vermeli ve basının önüne çıkıp, Türk gazetecilerini eğitmeyi bir yana bırakıp, futbolun gerçeklerini konuşmalı. Yanına da Orkun'la Servet'i oturtmalı.