Çölde bir vaha...

A -
A +
Bugün size ne Aykut Kocaman'ın bıkkınlık veren mazeret üretimlerinden, ne de şahane bir çorba yapan Kasımpaşa'nın toplama direncinden, ne değ Umut'tan bahsetmek isterim. Terörün yok ettiği kız çocuğunun acısı şuramda dururken, yaşadığım bir "gıdım" güzelliği paylaşmayı deneyeceğim. Çorum'daydım... Önce geçtiğimiz yıl 3. Lig'e yükselen kentin 2. profesyonel takımının başkanı ve belediyenin ikinci başkanı Zeki Gül'ün konuğu oldum. Yeni filizlenen örneklerde olduğu gibi borçsuz harçsız ortaya çıkardıkları bir takımın peşine takmayı deniyorlar Çorum ahalisini... Zor tabii ki... Ama inançlılar... Sonra 3. Geleneksel Karahacip Kültür ve Tanıtım Festivali'ne konuk oldum. Kıraç mı kıraç bir ortamın arasında dere boyu kenarında yemyeşil bir belde. 1990 nüfuslu bir belde ama gelin görün ki pazartesi günü beldenin nizami suni bir çim sahasının açılışını da yaptık. Beldenin Belediye Başkanı Hacı Ahmet Bektaş kafaya takmış bir takım oluşturup en alttan en yukarıya kadar taşımaya beldesini. En azından 1990 nüfustan ülke futboluna yararlı olacak bir oyuncu bulmayı. Hiç olmazsa kahve yerine çok amaçlı ışıklı nizami sahaları olsun istemiş. O gün Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, Çorum Gençlik ve Spor İl Müdürü ve birçok ile örnek olabilen çalışmaları olan Haşim Eğer ile bir arada olabildim. Beni en çok etkileyen ise Ak Parti İl Başkanı Ahmet Sami Ceylan oldu. Spora duyarlı bir entelektüel ve Çorumspor'un yerine inşa edilen Belediye takımının önündeki sıkıntılardan tutun, açtığımız tesisin nelere kadir olabileceğine kadar ayrıntı konuştuk... Anadolu'mun çorak bir beldesinde muhteşem bir spor tesisi var artık... Müthiş bir gün yaşadım Karahaciplilerle... Bunu sağlayan Kemal Bolat ve Alper Hayta kardeşlerime de teşekkür ederim. İyi taranırsa Anadolu, Milli Takım'a 8 devşirme yerine, öz be öz Türk çocukları verecek artık... En azından bir belde bunu başarmış bile... >> POST-İT Haftanın en hareketli, en süratli, en heyecanlı ve en futbol dolu maçı pazartesi gecesi oynandı. Şerefsizlerden gelen kötü haber olmasaydı tadına doyamayacaktık futbol gecesinin... >> Kılıf aramak... Aykut Kocaman "Saha bozuktu, rüzgâr fazlaydı" gibi aslında iki takımın da maruz kaldığı dış etkenlerden, kendi takımı adına mazeret üreterek çıktı sezonun açılış maçından. Mehmet Topuz'un yerde kalıp 15-20 saniye oyunun devam etmesi sonunda gol yemesi durumunda gelecek mazeretleri düşünemiyorum bile... Şimdi mazerete kör bakılan bir yerde ve bir takımla oynadı, ama ben bu işe kör bakan bir saatte teslim ettim bu yazıyı... 1-0'lık bir deplasman galibiyetiyle tarihinin resmî ilk lig maçına merhaba diyen Hamza Hamzaoğlu'nun takımının oynadığı oyunu beğenmemesi çağ atlamak ise, deplasmanda kazanan Çalımbay daha çok yol almaları gerektiğinden söz ediyor ise, Ertuğrul Sağlam oyununu pek beğenmiyor ise; gerçekle yüzleşmekten korkanlar için bir sorun var demektir. Yine aynı terane... "Hakem hata yapabilir ama aleyhime asla yapmamalı" felsefesinin hükümranlığı daha ilk maçta başladı... >> S-ÖZ:"Uçmak, düşmeyi göze almaktır..." >> Ey şerefsizler, bence artık kendinize gelin; çünkü parlatıcıyla aydınlanmaz gelecek, fön çekince düzelmez hayat ve fondötenle kapanmaz bu yaralar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.