Davul gibiyiz; tın tın...

A -
A +
Ortaya bir top atıldığından bu yana tarih boyunca hep vardı savaşmak içgüdüsü. Bunu bildikleri için savaşı yöneten kumandanlar, şimdilerde de bazı başkanlar sürekli 'aidiyet' duygusunu kaşır oldular...
Gerginiz...Mutsuzuz...Geçinemiyoruz birbirimizle...Dışa vurmayı da en kestirme yoldan; futbol topunu kullanarak hallediyoruz...
Tarih boyunca bu hep böyleydi...
Mayalar, Toltekler, simgeler, oyunlar ve kurban edilen insanlar...
Hatta Çin...
Chichen Itza denilen şey...
Birkaç bin yıl önce; Orta Amerika'da eski bir top sahası...
Kurallar basit, oyun ölümüne...
27 metre mesafeli iki paralel duvarda asılı çemberlerden geçmesi gereken top ve muhtemelen iki grupla oynanan oyun. Ancak burası bir Maya kenti, hiçbir şey sadece oyun olamaz. Top sahası, ilginç akustiği ve duvarlarındaki fresklerle bir şeyler anlatıyor. Kafası kesilmiş insan rölyefleri, bazılarına göre oyunun galibine ait...
Bu oyun kazanmak için öldürmeyi bile geçerli kılıyor.
Zor olanı başaran, hakkı olanı kullanmak istiyor ve 'Tanrılarıyla' konuşabilmesi için hemen oracıkta öldürülüyor.
10. yüzyılda kazanmak ve kaybetmek şimdikinden çok farklı mı derseniz; bence değil...
'Burada ayakları titreyecek...'
'Yenilip gidecekler...'
'İstediğim gazeteciyi stada sokmam...'
'70 milyon avro harcadım, dikkatli olsunlar...'
Diyeceksiniz... 
Sonra da sevilmeyi bekleyeceksiniz...
Saygıyı hak etmeniz gerekir önce ki sevilebilesiniz.
Dakikalarca küfredilmişse, kartlar çıkmamışsa, ofsayt kaçırılmışsa ve bunların hepsi de lehinize olmuşsa; Mayaların birbirini öldürdüğü dönemden bir 'gıdım' ileri gitmiş sayılabilir miyiz?
TSYD 
Association Internacionale de la Presse Sportive... 
Kısacası AIPS...
Türkiye'deki ayağı ise 'Türkiye Spor Yazarları Derneği...'
Ve Sayın Aziz Yıldırım stadında (!) görev yapmalarına izin vermeyecek bir hoyratlığı kendine hak görür...
Dernek üyesi olmayanları almadı diyelim...
Ya derneğin yöneticisi Aygün Özipek?...
Sapına kadar Fenerbahçelidir ama onu da almadı...
Ve derneğin kılı kıpırdamadı.
Ertesi gün çağrıldığı yere gitti ve fermanı teslim aldı...
Yemişim tüzük tadil telaşınızı...
Vah benim haklarımı koruyacak olan derneğim...
Vah benim spor medyam...
Vah benim 'tabela 1-0 lehime yazsın da nasıl yazarsa yazsın' diyen yöneticilerim...
Avrupalı ile yarışamıyor olmamız işte bu nedenle mümkün değildir.
Çünkü...
Onlar spor 'yapar...'
Biz 'seyrederiz...'
Aradaki fark budur...
Onlar seyreder ve eğlenir...
Biz seyrederken dövüşürüz...
Aradaki fark budur...
Onlar statta seyreder...
Biz kahvede...
Aradaki fark budur...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.