"Avrupa'da maçımız var" deyince yüreği fena halde kabaran Fenerbahçe seyircisi, kendisine ayak uyduracak takımını umarak başladı maça.. Yukarısı harikulade ama aşağısı ne halde?.. Oyuna istekli başlamalarına rağmen Arsenal'in "sağır sultan" tarafından bilinen tuzağına düşüverdiler. Ofsayt durumunda bulunan bir oyuncu nedeniyle öne çıkan defansın kaçıracağı ikinci ve sürpriz adama atılan bir top ve gol. Sonra ikinci. Aynı yoldan. Bunu ben bile biliyorum ama Aragones atlamış maalesef. İlk iki golde de gerilerin "rüzgar adamı" Roberto Carlos ortada yok.. Herhalde reklam çekiminde.. Göbekten sürekli delinen takımın savunmasına atılacak bu "tuzak pası" yakalamayı bırakın hisseden bile yok.. Yani anlayacağınız seyirci geçen yılın üstüne koymuş ama takım alttan oyulmuş... Rakip sahaya "nazik ziyaretlerde" bulunan Fenerbahçe bunu saldırıya dönüştürüyor ve tam maça ortak olduk dediğim anda "göbeğimizin ayıbı" tekrar ortaya çıkıyor ve 3'lük oluveriyoruz. Bütün yabancı takımlara söken bu tuzağa, yani Adebayor'u ofsaytta gösterip genelde Van Persie'ye, ama dün gece herkese atılan toplarla rakibi yakalayan Arsenal'i, her halde Dedemiz hiç seyretmemiş. Dinamo Kiev'e de böyle attılar, F.Bahçe'ye de... İyi ki "Kolo Toure filan yok" diyorum ve gerisini yazmak gelmiyor içimden... 30 olmuş ve Volkan'ın tuttuğu bir tek top yok ve işin tuhafı hiç de hatası yok!.. İlk yarının sonunda Fenerbahçe sadece "kaleyi bulmayan şut sayısı" ve "faul yapma sayısı" istatistiklerinde önde... Dolayısıyla maçta da geride... İstatistiğe inanmam ama 4 olduğunda istatistik aynı idi ve fark büyümüştü... Gördüğünüz gibi maç analizi değil, içimdeki sıkıntıyı yazıya döküyorum. Mesela, Kadıköy'de biri 4, biri 5 atan KayseriArsenal maçı ne olur diye düşünüyorum... Mister Kazım, çocukluğundan beri Arsenal taraftarı imiş. Acaba onlara ayrılan tribünde mi diye düşünüyorum.. Ve sonunda anlıyorum ki, bu gece iki saatliğine taraftar Fenerli olan bendiniz, üzüntüden uykusuz kalacağım ama Dede eve gidip ilacını alacak ve mışıl mışıl uyuyacak... Kulübede de kestiriyordu zaten!.. Galiba bir şeyleri "gözden geçirmek" ve çoktan "yeniden doğmak" zamanı gelmiş Fenerbahçe'nin.