Değdi... Değmedi... Değdi... Değmedi...

A -
A +
Türk futbolunun "Ya Rabbi şükür" dönemi resmen başlamıştır. Hakemin basiretsizliğinden çok hakemi kıyma makinesine atmak gibi bir durumla tamamladık eskimiş yılı. Oysa ne umutlarla girmiştik. 2013 yılı boyunca bir şeylerin "düzeleceği" konusundaki ümitlerim, "foton kuşağına" inancım kadardır... Tatsız ve kalitesiz geçen bir yılın son haftasında olabilenler, herhalde önümüzdeki 363 günün habercisidir. Bizi pırıltılar, umutlar, dostluklar yerine şu çok "masum oyunun iğfal edilmesi şölenleri" bekliyor. Önce Antalya'da meslektaşlar arasında görgü ve bilgi alışverişi temalı bir seminer yaptık. Öncelikle Türkiye Spor Yazarları Derneği bünyesinde, en tepeden en aşağıya kadar emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım. Muhteşem bir organizasyondu... Kaldığımız yer bir tabiat harikası, imkânlar müthiş, katılım çok hassastı. Aksamalar, alemin tepesinde yer alanların ciddiyetsizliği dışında, hiç olmadı... Yedik, içtik ve dertleştik... Kaynaştık... Ammmaaaaa... Haddini aşanlar da vardı. Bizim içimizden değil, dışarıdan katılımların çoğu, sanki onlar için toplanmışız sandılar bizi. Oysa biz toplandığımız için onlar mikrofon ve kürsü bulabilmişlerdi... TEK SUÇLU MEDYAYMIŞ Ufuk Özerten aldı sazı ve dedi ki: "Gemi karaya doğru gidiyor. Hatta burnu karaya değdi bile..." Sanki bilmiyorduk ve söylediklerinden anladığım gemiyi karaya oturtanların, karşısında kulak kesilmiş olan spor yazarları olduğu gibiydi... Fırçayı biz yiyorduk... Sonra kulüp başkanları fasıl heyeti gibi sırayla spor yazarlarına ayar verip hizaya getirmeye çalıştılar. Bu da ağırıma gitti... Yahu... Sayın başkanlar... Ödemek zorunda olduklarınızı ödeyemeyip kapı kapı af dilenenler sizlersiniz... Evrakta sahtecilik bile yapıp Avrupa'dan atılanlar da sizlersiniz... Maddi manevi tüm kayıplarımızın nedeni de sizlersiniz... Gerginliği nedeniyle çok konuşulan ama kalitesi nedeniyle bir garip ülkenin bile 3 dakikalık özetine para ödemediği maçlar oynatanlar da sizlersiniz... FIFA ve UEFA "idari kriterler" koyup federasyonları hizada tutmaya çabalar... FIFA ve UEFA "mali kriterler" koyup kulüpleri ve yönetenleri hizada tutmaya çalışır... Ama bugüne kadar FIFA ve UEFA bir tek kere spor yayıncılığı üzerine bir kriter koymamıştır... Oysa Antalya'da federasyon ve kulüplerin tek bir derdi vardı: "Spor programcılığına ve yazarlığına kriterler koymak..." NASREDDİN HOCA ADALETİ... Sonunda bu işi asla çözemeyeceklerini huzurumuzda itiraf edenlerin, hâlâ daha niye görevde kaldıklarını sormamızı bile istemediler... Hâşâ, "Hazreti Ömer adaleti bile bunu çözemez" dediler... Yok yahu! Bunu Nasreddin Hoca adaleti bile çözer sevgili "etkisiz yetkililer..." Alırsın sepeti önüne... Başlarsın ayıklamaya... "Buna değmiş... Buna değmemiş" hesabı yeter meseleyi çözmeye... Yeter ki çözüm isteyesiniz... Çözüm bizim susmamız değil, sizin ağzınızdan konuşabilmenizdir... S-ÖZ: (Hazreti Mevlana) "Leş bize göre iğrençtir ama köpeğe ve domuza göre şekerdir, helvadır..." Geminin karaya oturduğunu söyleyenler istiyorlar ki, geminin oturduğu yerin kara olduğunu yazıp konuşmayalım ve "kara"ya "deniz" diyelim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.