Derbi bir tıraş bıçağıdır!

A -
A +
Derbi diye diye iki hafta öncesinden başlarız hikayeler düzmeye, oynandıktan sonra da uzun bir müddet üzerinde yoğunlaşıp dedikodusunu yapmaya teşne oluruz...
Oysa öyle derbiler vardır ki; puan cetvelindeki konumlar hatta aynı ligde olmaları bile önemli değildir.
Küme düşmeye razı olan ama rakibine yenilmeyi asla kabullenemeyen derbilerdir bunlar ve ya sosyolojik, ya etnik, ya da ekonomik farklılıklardan beslenmektedir.
River Plate-Boca Juniors mesela...
Aristokratlarla proleterlerin hikayesini barındırır içinde...
River Plate, stadını Boca'ya vermediği için başlayan didişme asra yakın bir boyutta sürmektedir. Takım kurulduğunda başkan renk kararı vermek üzereyken limana girecek ilk geminin bayrak rengini almaya karar verir ve bir İsveç gemisi belirir uzaktan. O nedenle Boca Juniors'un renkleri İsveç bayrağındaki sarı-mavi'dir...
Glasgow Rangers-Celtic mesela...
Tim ve Prod'ların maçıdır.
Katolik ve Protestanlar karşı karşıya gelir orada ve Protestan olan tarihinde ilk defa bir Katolik oyuncu transfer ettiğinde her maç kadrolar statta 10 kişi olarak anons edilmiştir...
Liverpool-Everton mesela...
Aryanlarla İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlara karşı asker gönderen Liverpool'un maçıdır... Heysel sonrası içine kapanan İngiltere 5 yıllık tedavi sonrasında Everton'u da sistemin içine çekerek asırlık yanlıştan döndürmüş ve ilk Musevi ve ilk siyahî oyuncu transferi gerçekleşmiştir...
Roma-Lazio mesela...
Sosyalistlerle Neo-Nazilerin maçıdır.
Roma kenti ortadan ikiye yarılır o derbide... Gol selamı bile olaydır. İki maçtan birinde ortalama 2 ölü çıkar statlardan veya stat çevresinden...
Barcelona-Real Madrid...
Anlatmama bile gerek yok. 2,5 milyar insana ulaşabilen bir ticaretin körüklediği bir maçtır ama oradaki esas derbi, yani yukarıda anlattıklarıma benzeyen derbi, Real Madrid-Atletico Madrid arasında oynanandır...
Sermaye ile halkın parası karşı karşıyadır orada...
Bizim derbiye gelince...
Tamamen tıraştan ibaret bir gerilimdir ve en az 15 yıldır futbol kalitesiyle değil saha içi ve saha dışı kavgalarıyla, tribün taşkınlıklarıyla anılır.
Bize kendimizi kandırtan maçlardır...
Rakibini yenmenin bir sezonu bile tamamen affettirebildiği bir sonuca dönüktür, sahadakiler de bunu bilir ve ona göre davranır.
Bizim geçen pazar oynanan derbimizin diğer saydığım derbilerle bir tek ortak yanı vardır; o da kazananın mutlak bağışlanabilir olmasıdır...
Bakalım daha ne kadar kandırabileceğiz kendimizi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.