Ders zili çaldı...
5 Eylül 2012 01:00
Kayıtlar yapıldı ve sınıflar doldu. Müfettişler televizyon başına çöküp eğitim sisteminin beline beline vurmaya başladı. Sınıfların çoğu kötü ve yetersiz. Sadece maçların hepsini büyük bir beceriyle ekrana taşıyan LİG TV, her dersi naklen yayınlayarak alkışı hak ediyor...
İlk yoklama yapıldı ve adı okunduğunda "burada" diye bağırıp elini kaldıran takımların başında Galatasaray ve Bursaspor geliyor. Beşiktaş ise bir üst sınıfa girmiş ama IQ yüksekliğinden dolayı "ancak çok çalışarak" başa çıkabiliyor dersleriyle...
Akhisar Belediyespor sınıfları atlayarak geldiği derslerde göz dolduran bir öğrenci...
Kayserispor biraz şımarık, Trabzonspor ise hiperaktif...
Sanica Boru Elazığspor raporlu...
Karabükspor yoklama kaçağı...
Fenerbahçe'de öğretmen, eskiden en iyi öğrencisi olan Alex'in velisini çağırıp duruyor okula. Velisi ise okulu yaptıranlardan biri olduğu için; ne denirse o oluyor ve öğrenci-öğretmen ilişkisi "error" veriyor. "Delete" etmeye de yürek yetmiyor...
Bazı takımlar elektrikler kesik olduğu için dersine iyi çalışamamış, kimileri okulun ikinci haftasında defterini kitabını yeni ediniyor.
Okulun müdürü ise okula sponsor telaşından düzenlemeyi aksatıyor...
Mezuniyet balosu mayıs sonunda...
>> POST-İT
Facebook duvarından aştım da geldim.
Kolunu koluma taktım da geldim.
Sanallar içinde bir seni sevdim.
Tweet'im kurban olsun senin yoluna.
Re-tweetini boynuma astım da geldim!..
>> Avrupacılar...
Hemen hepsi sendrom yaşadı. Bir tek Bursaspor karşı koydu, karşı koyulmaz düşüşe...
Helâl olsun onlara.
Hepsinin peşine düştüm pazar gecesi...
Twente, gariban VVV Venlo'yu 90 artıda attığı golle 1-0 ıkınarak yendi.
Vaslui muhteşem bir İnter deplasmanı oynadı, neredeyse eliyordu ve dönüşünde Vitorul Costanta'ya yenildi.
Spartak Moskova Lokomotiv Moskova'ya mağlup...
Videoton'u bulamadım. Şenol Güneş de bulamamıştı zaten...
İnter 3 yedi...
Trabzonspor aşamadı sendromu...
Vs...
Bir tek Bursaspor...
>> Fener edebiyatı!
Geçen sezonun eseri Bertold Brecht'in "Godot'yu beklerken" adlı eseriydi.
Godot geldi ve bu sezon başı Avrupa arenasında Erich Maria Von Remargue'ın "Garp cephesinde henüz yeni bir şey yok" çıktı kütüphaneden.
Lige baktığınızda ise Nikolay Gogol'un tamamlayamadığı şaheseri "Ölü Canlar" okunuyor.
Bundan sonrasında ise 80 günlük UEFA kupası serüveninde belli ki Jules Verne'in "80 günde devr-i alem" sürülecek yeni baskısıyla.
Benim beklediğim ise Ernest Hemingway'in "Silahlara veda" adlı eseridir. Yoksa ustanın
"Çanlar kimin için çalıyor" çıkabilir piyasaya...
>> Adamsın Necati!
Telegol ekibinden Süleyman Rodop'un Necati'nin Eskişehirspor'a attığı imza kurumadan yaptığı röportajı dikkatle izledim.
Hayran oldum Necati Ateş'e...
Acımasızca eleştirdim zamanında kendisini ama gelişi gibi gidişi de asil oldu.
İz bırakmak budur işte...
>> S-ÖZ: "Artık birinin çıkıp da Aykut Hoca'ya 'Onun adı Nuri Şahin değil, Selçuk Şahin' demesinin zamanı geldi..." Sanal alemden Mete Başol
>> 4-2-3-1 sadece Alex için uygun modeldir ama Kuyt gibi bir ağır silahı verimsizleştirir. Meireles ile Alex'siz 4-4-2 rahatlıkla oynanabilir artık...